Sürdürülebilirlik ve Çevre Eğitiminde Önemli bir Araç Olarak Çocuk Edebiyatı

Lea Baratz
Hanna Abu Hazeira

Özet

Çocuk edebiyatı, edebiyat ve toplum arasında etkili bir bağlantının mümkün olması halinde, bunun öncelikle ve kendiliğinden çocuk edebiyatında ortaya çıkacağı düşüncesine dayanan bir yaklaşımla, önsezi temelli olarak kullanılır ve sınıflandırılır. Çocuk edebiyatı çoğunlukla amaç odaklıdır ve hedefleri arasında sosyokültürel değerlerin asimilasyonu vardır. Eğitim fakültelerinde çocuk edebiyatı üzerinde yapılmış çalışmaların süresi sınırlıdır ve geleceğin eğitmenleri, fakültedeki eğitimleri süresince çocuk edebiyatı alanındaki bu engin bilgiye çok nadiren zaman ayırırlar.  Henüz çocuk edebiyatı ile sürdürülebilirlik ve onun türevleri arasındaki ilişkiyi araştırmak amacıyla herhangi bir çalışma olmamakla birlikte bu konuyu edebiyat alanına entegre etmeye yönelik bir yöntem de bulunmamaktadır. Çocuk edebiyatının, değerlerin asimilasyonunda ve nihayet bir yaşam biçimine dönüşecek ideolojik altyapının aşılanmasında oynadığı önemli rolden dolayı, edebiyat ders kitaplarındaki edebi eserlerindeki bulguları ve bundan önce müfredat içerisinde konunun ana hatlarını belirlemek uygun olacaktır. Çevre çalışmaları mevcut konular ile birleştirilmeli ve çevre çalışmaları müfredat içinde yeni bir konu olarak sunulmalıdır.

Anahtar sözcükler: Çocuk edebiyatı, sürdürülebilirlik eğitimi, çevre eğitimi, sosyalleşme aracı olarak çocuk edebiyatı

Giriş

Doğa Tanrı’nın sanatıdır (Sir Thomas Browne)
Doğaya hükmetmek için ona itaat edilmelidir (Francis Bacon)
Doğada bağışlama yoktur (Ugo Betti)

Dünyanın başına gelen ekolojik krizler/felaketler, İsrail’de, Çevre Koruma Bakanlığı ile Standartlar Enstitüsü, ordu ve gönüllü örgütler gibi pek çok kurumda sürdürülebilirliğe yönelik farkındalığın artmasını sağlamıştır. Eğitim ve Çevre Koruma Bakanlığı tarafından tanınıyor olmasına rağmen, eğitim sistemi içerisindeki çevre kalitesiyle ilgili konuların uygulanmasına ilişkin işleyen bir programın hızla hazırlanması gerekmektedir. Çevre eğitimi, okul müfredatında hala potansiyel bir konu olarak algılanmamaktadır. Uygulamaya konulabilmesi için yenilikçi bir okul modeli gerektiren düzenleyici bir kuruma ihtiyaç vardır. Ekoloji başlığı altında 76 çocuk kitabı mevcuttur. Bunlardan özellikle, Ran Levy Yamouri’nin, ekolojik yönelime sahip kitapların teşvik edilmesi amacıyla hazırlanmış ve bazıları İbranice-Arapça olarak çift dilli hazırlanmış eserler dikkate alınmalıdır. Giderek artan sürdürülebilirlik farkındalığıyla birlikte, şu soru halen geçerliliğini korumaktadır: Bu konu, öğretmen eğitiminde edebiyat çalışmalarına nasıl entegre edilebilir? Henüz çocuk edebiyatı ile sürdürülebilirlik ve onun türevleri arasındaki ilişkiyi araştırmak amacıyla herhangi bir çalışma olmamakla birlikte bu konuyu edebiyat alanına entegre etmeye yönelik bir yöntem de bulunmamaktadır.

Ekoloji terimi, günümüzün politik, sosyal ve kültürel, eğitsel ve felsefi söylem içerisindeki en merkezi terimlerden biridir. Çevre (veya daha geniş anlamıyla ekoloji) tartışmaları insan ürünü olası bir ekolojik faciaya yönelik korkuyla birlikte giderek daha da yoğunlaşmıştır. Pek çok türeviyle birlikte çevre tartışması günümüz küresel kültürün merkezinde ateşli bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir: Çoğu insan için kendi yok oluşunu izleyen bir kültürde daha yeşil bir çevrenin yaratılmasına, doğanın korunmasına ve sürdürülebilirliğe yönelik bir istek önemli bir konu iken, başkaları için bu modası geçen bir ifadeden başka bir şey değildir (Hotem, 2010). Doğa ve ekoloji ile ilgili çocuk kitaplarının önemini ve bunların rafta bulunabilirliğinin yetişkinler tarafından belirlenmesi gereken bir şey olup olmadığı konusunu tartışmayı amaçlıyoruz. Bu incelemeyi, doğanın korunması konusunu sadece işlevsel ekosistem bağlamında tartışmayı amaçlayan bilimsel yaklaşımlar ile doğanın korunması ile ilgili olarak normatif yaklaşım benimseyen kültürel yaklaşımlar arasında politik, eğitsel ve kültürel bir tartışma izleyecektir; bu yaklaşım, insanın sosyal çıkarını, estetik duyarlılığını, tarihi farkındalığını ve etik yargılarını ‘anavatanının doğal kalıbı’ olarak bir bütün içinde değerlendirir (Hotem, 2010). Bu makalede, sosyalizm aracılarının bir sonraki neslin temelinin atılması inancı kapsamında, öğretimin sahip olduğu sesi bir araç olarak ele almayı amaçlıyorum. Aynı zamanda etkinliği de yüksek olan, erişilebilir bir aracın öğretim sürecinde tartışmaya her bakımdan nasıl açıklık getirebileceğini göstermeye çalışacağım.

Çevrenin Kalitesi Konusu ile İlgili Eğitim Politikalarının Anahatları

Eğitim Bakanlığı’nın izlediği politika, çevrenin kalitesi ile birlikte ekoloji ve sürdürülebilirlik konularını genel olarak ele almaktır; konuya ilişkin özel literatür genel program içerisine yerleştirilir. Edebiyatın, sosyal ahlakın asimilasyonuna yönelik bir itici güç olduğu anlayışı ile çocuklar için yazılmış olan kitapları özellikle ele almak istiyorum. Dolayısıyla, özellikle Eğitim Komisyonu’na ibraz edilen bildiri (2006) ile Court ve Rosenthal (2006) tarafından kayıt altına alınmış veriler ışığında, okul ders kitaplarında çevrenin kalitesi konusunu işleyen edebi eserlerin sayısının azlığı konusu ile ilgili olarak, doğanın korunması konusunu işleyen kitapların bulgularını incelemek uygun olacaktır.  Kendisi, çalışmasında, doğa sevgisinin ve çevrenin korunması kavramlarının önde gelen değerler olduğuna dikkat çekmektedir. Ders kitaplarında işlenen önemli değerlerle ilgili verilmiş olan cevaplarda, insanlara ve ülkeye karşı duyulan sevginin değeri %7.31 olarak görülmektedir. Yazar, ‘doğa sevgisi’nin değeri ile ‘çevrenin korunması’nın değerini bir cümlede özetlemektedir: “Bu değer, insanlık için doğa sevgisinin, çevre korumasına duyulan ihtiyacın ve hayvan sevgisinin önemini, daha iyi anlaşılabilmesi adına pekiştirmektedir” (Court & Rosental, 2007, sf. 28). Ancak bu konuyu değerlendirmekle bunu ders kitaplarında okumak arasındaki farkı incelemek gerekir. Müfredatlar “belli bir toplumun elindeki öğrenci nesline aktarmayı uygun gördüğü bilgi, beceri ve inançlar ile toplumun tesis ettiği ve öğrencinin kullanımına sunduğu çok çeşitli eğitim çerçeveleri içerisinde bu bilgi, beceri ve inançların uygulanmasına yönelik yöntemlerin bir bileşimini teşkil ettiğinden” (Alpert, 2002, sf.28) sürecin bütünü içerisinde bir ek araç olarak çocuk edebiyatı konusu incelenmelidir. Buna ek olarak, müfredat programlama, birtakım tercihlerin yapıldığı, eğitim çıktılarının ve bu çıktılara ulaşma yolların tahsis edildiği, oluşturulduğu ve toplumun isteklerine yönelik yapılacak tahminler ışığında değerlendirildiği bir dizi eylemden oluşur (Schremer & Bailey, 2001). Rosenthal, müfredatın, eğitim algısına ve her bir okul veya popülasyonun kendine özgü ihtiyaçlarına uygun şekilde inşa etmenin mümkün olduğuna dikkat çeker (Rosenthal, 2006). Bu sebeple, çocuk edebiyatı, Elkad-Lehman ve Greensfeld’ın da altını çizdiği üzere, okuryazarlık için bir altyapı görevi görebilir (2008). Kendisinin görüşüne göre de, öğretmen eğitimi sistemi içerisinde, edebi eserlerin psikolojik, duygusal, dilbilimsel ve edebi bakımdan değerlendirilerek seçilmesine yönelik farkındalığın geliştirilmesini amaçlayan çok sayıda özel araç geliştirilmiştir. Bunun yanında, eğitim fakültelerinde çocuk edebiyatı üzerinde yapılmış çalışmaların süresi sınırlıdır ve geleceğin eğitmenleri, fakültedeki eğitimleri süresince çocuk edebiyatın alanındaki bu engin bilgiye çok az zaman ayırır. Çocuk edebiyatı hakkında kapsamlı bilgiye sahip olunmaması ve derinlemesine anlaşılamaması, bazen aracı kişinin ‘hızla anlaşılabilecek’, popüler veya basit bir dile ve içeriğe sahip, herhangi bir edebi veya psikolojik derinliği olmayan metinleri tercih etme yoluna gitmesine, dolayısıyla değerlerin asimilasyonu konusunu daha anlamlı kılabilecek olan karmaşık ve daha üst düzey metinleri edebi bakımdan reddetmesine neden olmaktadır. Çevrenin kalitesi ve sürdürülebilirlik konularını işleyen bu üst düzey metinler belli bir alana yoğunlaşan geniş bir bilgi hazinesini içermekte, dolayısıyla sadece konunun özündeki kavramı anlamanın yanı sıra, bu konuyu daha da açarak işleyen geniş terimler bütününü de anlamak büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, doğanın korunması konusunu daha uygun bir derinlik düzeyinde işleyen çocuk kitaplarının mevcut statüsüne değinmek yerinde olacaktır. Belki de, özellikle resmi çerçevenin dışında gerçekleşen bir çalışma süreci öğrencilerin bu önemli değeri anlamalarına ve nihayet bu değerin kendisinden keyif almalarına yardımcı olacaktır!

Sosyalleşme Aracı Olarak Çocuk Edebiyatı

Kitaplar, içinde yayımlandıkları kültürün apaçık bir sonucu olmaları dolayısıyla, kültürel programlama kanallarından biri olma niteliği taşırlar. Toplum, kendisini oluşturan meselelerin toplamıdır ve dolayısıyla, herhangi bir neslin tekil bireylerinin elinden çıkan ürünlerle görünür hale gelir. Buradan hareketle, kişisel ve samimi ilişkileri işleyen bir edebi eser de toplumsal bir yönelime sahiptir. Yaratıcı birey, sahip olduğu tüm öznel bagajın yanında, görevini bir toplum içerisinde yerine getirir ve farkında olarak veya olmayarak, bunu dile getirir (Harel, 1992). Buna ek olarak, Regev (1992) çocuklara yönelik edebi eserlerin, her dönemde, o veya bu biçimde, içinde yazıldıkları toplumun ideolojisini ve değerlerini yansıttığını ifade eder. Regev, çocuk edebiyatının, her zaman genç okuyucuyu eğitmek ve yetiştirmek için en belirgin yollardan biri olarak algılandığına vurgu yapar. Anlatı ve şiir gibi araçlar yoluyla, toplumun aktarmayı amaçladığı mesajlar aktarılır. Gerçekten de, devletin ve onun temsilcilerinin çocuklara sunmak istediği bu merkezi değerlerin özellikle vurgulanmasında hedef, onları zamanı geldiğinde işe yarar ve itaatkâr vatandaşlara dönüştürmektir. Çocuk edebiyatı, edebiyat ve toplum arasında etkili bir bağlantının mümkün olması halinde, bunun öncelikle ve kendiliğinden çocuk edebiyatında ortaya çıkacağı düşüncesine dayanan bir yaklaşımla, önsezi temelli olarak kullanılır ve yaygınlaştırılır. Çocuk edebiyatı çoğunlukla amaç odaklıdır ve hedefleri arasında sosyokültürel değerlerin asimilasyonu vardır. Yukarıda bahsedilen değerler zamanda üç noktaya atıf yapar: geçmiş, şimdi ve gelecek: geçmişin geleneksel değerleri, şimdinin geçerli etik kuralları ve şimdinin çocuklarına, gelecekte vatandaşlık sıfatı kazandıklarında toplumu daha iyi hale getirecek vizyon ve değerlerin aktarılmasına yönelik duyulan istek (Stephens, 1992). Öykünmeci algı anlayışına göre bir edebi eser sosyal durumun ve tarihsel durumun bir ‘tanıklığı’ veya ‘yansıması’dır; yazıldığı döneme ait bir dünya görüşü, dilbilimsel durumu veya sanatsal gelişmişlik durumunu ideolojik şeffaflık içerisinde temsil eder. Dolayısıyla, konu odaklı olarak yazılmış edebi eser aracılığıyla, sosyokültürel gerçeklik, İsrail’in mevcut gerçekliği ile gerçekliğin bir edebi eser içerisinde hangi biçimde ve hangi yöntemle temsil edildiği ve yansıtıldığı incelenebilir.

Ders kitaplarının etik mesajları aktarma ve öğrencilerin toplumsal gerçekliğini yapılandırmada kullanılan önemli araçlardan biri olduğu varsayımıyla bağlantılı olarak (Apple & Christian-Smith, 1991; Helinger & Brooks, 1991), çocuklar için yazılmış edebiyatta, toplumun kültürel-ideolojik kodunun incelenmesi yoluyla bir estetik-didaktik amaç olduğu da görülebilir.

Bunun yanında, edebiyat bir yandan kendisine gelen itirazdan doğan engelleri aşarken, diğer yandan hikayenin, okuyucularına ve dinleyicilerine aktardığı mesajları özümseyecek biçimde kalbi eğitir ve bu sayede bir tür bibliyoterapi işlevi görür.  Bu yöntem, aracı niteliğinde bir yöntem olduğundan, hikayenin kahramanları üzerinde gözleme izin verir ve kişisel bağ kurma olmaksızın ve mesajların içselleştirilmesiyle paralel olarak bilişsel ve duygusal işlemenin hazırlanmasını kolaylaştırır.  Hikaye, (özellikle çocuklarda) norm edinimi sürecine yardımcı olur. Norm edinimi süreci, aynı toplumda yaşayan insanlar arasındaki karşılıklı yapılan etkinlikler içerisinde gerçekleşir. Somut olmayan terimlerin algılanması, ancak çocuk, onu bu terimlerle çatışma içine sokacak deneyimlere imkan veren bir sosyal etkileşim içindeyse mümkündür. Çocuk edebiyatının başka bir açıdan önemiyse edebi eserdeki olay örgüsünün yapısından dolayı, metnin, anlama sürecini hayata geçirmek amacıyla önceki bilgi ve deneyimi kullanmasında yatar (Shimrom, 1989). Bu nedenle, tanıdık senaryolar üzerine kurulu hikayeler yüksek oranda yoruma olanak tanır. Ayrıca, metinlerin yeni bilgi ile önceki bilgi arasında bağ kurması durumunda, metnin kendisinin ötesinde bir şifreleme veya sonuca varma işlemi gerçekleşir.

Çocuk Edebiyatı’nda Çevre Kalitesi Konusunun İşlendiği Gözlemlenen İçerikler

Dilbilimsel, bilişsel, duygusal ve sosyal amaçların ötesinde, ekolojik hikaye, bir yaşam biçimi olarak küresel bilgi hazinesini büyütmenin bir yoludur.  Ekoloji alanında, bilgiyi dünya temeline dayandırmak, okuyucunun dünya üzerinde neyin var olduğunu takdir etmesi ve koruması bakımından önemlidir. Doğanın ve peyzajın korunması sadece bir somut olmayan değer veya steril bir ifade değildir: bu değer, her bir birey için oluşturulacak bir yaşam kalitesi köşesini temsil eder ve, bu çerçevede, okuyucuya, su, kara, hava, deniz ve dünya mirası sit alanları gibi doğal kaynakları nasıl koruyacağını öğretir.

Bilgi hazinesinin büyütülmesi sürecinin bir parçası olarak, ekoloji edebiyatı, ekoloji araştırmalarının habitat içinde gerçekleşen süreçlerin türünü her açıdan ortaya çıkarmaya ve anlamaya çalıştığını anlatır. Popülasyonların büyüklüğü veya belli bir cinsiyete mensup kişilerin belli bir yerde bulunması veya başka bir yerde bulunmaması gibi çevresel şartların geçerliliğindeki karmaşıklığı açıklar (Cohen, 1983). Çok açık birtakım olgular vardır: balıkların karada değil de suda yaşadığını elbette hepimiz biliriz. Ancak ilk bakışta tanımlanamayan daha karmaşık ve ileri düzey başka olgular da bulunmaktadır. Başka bir amaç ise dünyanın çeşitli noktalarındaki ekosistemler içerisinde nelerin benzer ve farklı olduğuna ilişkin bilginin sunulmasıdır (Cohen, 1983); örneğin ekvator bölgesindeki tropik bir yağmur ormanı Kuzey Alaska’daki bir tundraya benzemez. Peki, bu şartların her ikisinde de karar veren otorite nedir? Dünyanın bütün ekosistemlerinde ortak olan herhangi bir şey var mı? Hikayeler, çevresel değişimlerin sonuçlarını önceden tahmin etme becerisiyle belirlenen büyük önemine vurgu yaparlar. Orman eğer bakir bir ormansa ve bütün ağaçlar kesilirse ne olur? Bunun çevre, ormanda yaşayan organizmalar, bitki örtüsü, hayvan topluluğu, toprak, su ve belki de iklim üzerindeki sonuçları ne olur? Bu değişimler bütün çevresel süreçlere insan müdahalesinin bir sonucu olarak mı ortaya çıkıyor? Bu değişimlerin sonuçlarının farkında olmak büyük önem taşıyor. Edebi eserler içerisinde ekoloji terimi için şiirsel tanımlar yapılır ve bir ekolojik terimler sözlüğü haline gelen bir çok terim ortaya konmuştur. Okuyucu, toprağın bozulmanın ardından verimli kullanılmaya tekrar başlanması anlamına gelen ıslah terimiyle, tahrip olmuş doğal sistemin bir şekilde verimli hale ya da toplumun kabul edebileceği şekilde verimli bir hale getirme ve özellikle ilk haline geri döndürmeye veya asıl bileşenlerini kullanmaya gerek olmadan yeniden kullanmaya çalışma girişimi anlamına gelen iyileştirme terimi arasındaki farkı öğrenir. Okuyucu, bütün ekosistemin yenilenmesi ve tamiri arasındaki farkı, işlevsel bağlantılar ve koruma kavramlarını ve zarar görmemiş ya da görece az zarar görmüş doğal sistemlerin korunması kavramlarını öğrenir.  Koruma kavramında amaç, zararlı durumları önlemektir. Buna ek olarak, okuyucu geridönüşüm konusunda da bilgi sahibi olur. Edebiyat, her bir alanda tanımlanabilir olan faktörlere vurgu yapar ve en önemlisi, bilginin yanı sıra, okuyucunun çevre kalitesinin korunması konusunda eğitilmesi için bir araç haline gelir. Edebiyat, okul öncesinde ve alt sınıflarda doğru biçimde verilmiş bir eğitim ve yönlendirme ile çocukların ebeveynlerine ve yetişkin ortamına aşağıdan yukarıya doğru baskı yapabildikleri ve yeni davranış kuralları dayattıkları bir değişimin aracısı olarak işlev görürler veya göreceklerdir (Dar, 2008).

Öyleyse Öğretmen Eğitimi’nin Gerçek İşlevi Nedir?

Ekoloji ile ilgili olarak dünyada meydana gelmiş olan etki alanı geniş değişimler ve toplumun çevresel sorunlara ve bu sorunların müfredata olan etkisine yönelik tutumundaki değişimle ilgili farkındalığa dayanarak, Blum (2006) İsrail’de çevre kalitesi hakkındaki müfredatın geliştirildiği 35 yılı inceler. Bu adı taşıyan bir makalesinde, bu konuyla ilgili olarak İsrail Devleti’nde nelerin gerçekleştiğini ayrıntılarıyla anlatır. Dogma ile kuramın arasında, bu konuyu teşvik etmek amacıyla müfredat üzerinden ne yapılması gerektiğinin altını çizer: ona göre, örgün eğitim sisteminin müfredatına, özellikle çevre çalışmaları alanıyla ilgili yeni bir konuyu eklemenin dört yolu vardır:

  1. Modası geçmiş bir konuyu çevre çalışmaları ile birleştirerek yenilemek.
  2. Çevre çalışmalarını mevcut konuların içine yerleştirmek.
  3. Çevre çalışmalarını yeni bir konu olarak müfredata yerleştirmek.
  4. Çevre çalışmalarını bir grup olarak yeni bir çalışma alanına yerleştirmek.

Yetişkinlerin yükümlülüğü çocuklarına çevre sevgisini ve doğayı ve Dünya’yı koruma sorumluluğu miras bırakmak ve onları bu konuda teşvik etmektir. Blum’un makalesinden anlaşılmaktadır ki, çevre kalitesi konusunu her disiplinde öğretmek mümkündür, ancak bu hususta edebiyatın bir bütünleyici olarak yerine bu makalede değinilmemiştir. Çocuk edebiyatının değerlerin asimilasyonunda ve nihayet bir yaşam biçimine dönüşecek ideolojik altyapının aşılanmasında oynadığı önemli rolden dolayı, edebiyat ders kitaplarındaki edebi eserlerindeki bulguları ve bundan önce müfredat içerisinde konunun anahatlarını belirlemek uygun olacaktır. Edebi eserlerin bolluğu, çevrenin korunması teriminin bir beyin yıkama süreci üzerinden değil, daha çok çocuklar için yazılmış edebiyatta mevcut bulunan araçlar yoluyla tanıtılmasına katkı sağlayabilir.

Sonuç olarak, Golden’ın (2010, s. 141) tanımladığı üzere, “Hikayeler, gerçeklik tarafından formüle edilen ve aynı zamanda gerçekliğin tasarımına katkı yapan çok güçlü kültürel pratiklerdir”. Bu nedenle, bu konu hakkında çocuklar için yazılmış edebiyatın önemini göz ardı etmek mümkün değildir ve bu edebiyat öğretim sürecinin bir parçası olarak öğretilmelidir. Ve bu bakımdan, değer asimilasyonu ve ideolojik altyapının sağlanması için bir teşvik olmasının yanında, beyin yıkama olmaksızın bir yaşam biçimine yönelik eğitim verme yoludur. Edebi eserlerin bolluğu çevre koruma kavramının deneyim üzerinden ve esasında edebiyatın araçları olan öğrenme düzenleyiciler yoluyla sunulmasına katkıda bulunur.  Öğretmen eğitiminde çevre sevgisi kavramını aşılamalı ve telkin etmeliyiz ve öğretmenlere doğanın ve Dünya’nın korunması konusunda sorumluluk almayı öğretmeli ve dolayısıyla öğretmenlik eğitimi alan kimselere gerekli araçların temini sürecini kolaylaştırmalıyız.

Biyografi açıklaması

Lea Baratz – Edebiyat öğretmeni, Achva-Eğitim Fakültesi, İsrail. Tel: 972-3969-1922 E-posta:  lbaratz@netvision.net.il.  Lea Baratz çocuk edebiyatı ve çokkültürlü edebiyat alanında araştırma ve yayın yapmıştır.

Hanna Abu Hazeira – Öğrenci, Achva-Eğitim Fakültesi, İsrail. Tel: 972-54-773-5517 E-posta: Channahmail3@gmail.com

Kaynakça

Alpert, B. (2002). Concepts and Ideas in Curricula as Leading Texts, A. Hofman & I. Schnell.

Values and Goals in Israeli School Curricula (ss. 9-32). Even Yehuda: Rechasim. (İbranice).

Apple, W. M. & Christian-Smith K. L. (1991). The politics of the textbook. N.Y. Routledge.

Blum, A. (2006). 35 years of developing programs education in ecology in Israel. Hlaca Vitcnun

Limudim, 18, 5 – 30. (İbranice)

Choen, D. (1983). Introduction to ecology life in their neutral environment. Misrd Hbitahon (İbranice).

Court, D & E. Rosental (2007). Values Embodied in Children’s Literature used in Early Childhood Education in Israeli State Schools. Early Childhood Education Journal, 34(6), 407 – 414.

Dar, Y. (2008). The green is too much green. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2010 http://www.haaretz.co.il/hasite/spages/1001916.html

lkad-Lehman, I., & Greensfeld, H. (2008). Professional Learning and Change: The Experiences of Literature Teacher Educators. L1-Educational Studies in Language and Literature, 8(4), 5-39.(İbranice).

Golden, D. (2010). The meeting point between Israeli born children to immigrant children in modern children’s literature. E. Lomsky-Feder & T. Rapoport (Ed.), Visibility at immigration – body, view, representation (ss. 40 – 157). Kudüs: Van Lir Institute and Ha-Kibbutz ha-Meuhad. (İbranice).

Harel, S. (1992). Life and the Child: Literary Patterns and Educational Values in Children’s Literature. TelAviv: Ofer Yayınevi (İbranice).

Helinger, D. & Brooks, D. J. (1991). The democratic facade. N.Y. Cole Yayınevi Company.

Hotam, I. (2010). Introduction of the editor, Ecology, Tabour, 7 – 18. (İbranice).

Regev, M. (1992). Reflections, Society, Ideology and Values in Israeli Children’s Literature. Children’s Literature: Tel Aviv: Ophir (İbranice).

Schremer, O. E., & S. Bailey, (2001). Curriculum: Real Teachers in Focus, Ramat Gan: Bar Ilan Üniversitesi.( (İbranice).

Shimron, Y, (1989). The Psychology of Reading. Tel-Aviv: Radio Üniversitesi. (İbranice).

Stephens, J. (1992). Language and ideology in children’s fiction. London ve New York: Longman.

İngilizceden Türkçeye Çeviren: Naime Akyürek
Çeviri Editörü: Asalet Erten
Kaynak Metin: Baratz L., Hazeira H., “Children’s Literature as an Important Tool for Education of Sustainability and the Environment”, International Electronic Journal of Environmental Education, 2012.

Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top