Çocuk Yazını Ve Çevirisi

Asalet Erten

Özet

Çocuk yazını ve çevirisi, kuramları, yayıncılığı, pazarlaması, eğitimi ve eleştirisi olan bir özel alandır. Çocuk kitabı yazmak kolay gibi görünse de öyle değildir. ‘Çocuğa görelik’ kavramı çocuk kitaplarının özünü teşkil eder. ‘Yetişkin-çocuk’ çift okur kitlesine hitap etmesinden dolayı yetişkin yazınından ayrılır. Göz ardı edilmemesi gereken bir başka nokta da zamanımız çocuk okurlarını memnun etmek o kadar kolay değildir. Ancak çocuk yazını ve çevirisi dünya çocuklarını birbirine yaklaştırmada ve kültürlerinin tanınmasında büyük rol oynamaktadır. Öte yanda, kitapların çocukların eğitimine ve kişiliklerinin gelişmesine büyük katkılar sağladığı düşünülünce hem telif eser hem de çevirileri büyük bir zenginlik, birikim ve kültür hazinesidir.

Anahtar sözcükler: çocuk yazını, çocuk yazını çevirisi, çocuk okur, çocuğa görelik, çift okur

            Çocuk yazını ve çevirisi, kuramları, yayıncılığı, pazarlaması, eğitimi ve eleştirisi olan bir özel alandır. Aslında çocuk kitabı yazmak kolay zannedilir ama işin aslı öyle değildir. ‘Çocuğa görelik’ kavramı çocuk kitabı kurgulamada işin özüdür. Bu nedenle çocukken okunan Alice Harikalar Diyarında (Lewis Carroll), Pollyanna (Elena H. Porter) ya da Peter Pan (J. N. Barrie) çocuk okurların zihinlerinde yer etmiştir. Aslında bu kitaplar çeviri metinlerdir ancak onları okuyan çocuk okurlar bunların farkında değildir. Onlar için kitabın sürükleyici olması, konuyu ve karakterleri sevmeleri yeterlidir. Öte yanda, bazı bilinen çocuk klasikleri ya sözlü hikayeler olarak başlamış ya da yetişkin okurlar için yazılan, örneğin Jonathan Swift’in Güliver’in Gezileri (Gulliver’s Travels), Daniel Defoe’nin Robinson Crusoe eserleri bunlar arasında sayılabilir. Carlo Collodi’nin Pinokyo’su, Andersen ve Grimm Kardeşlerin masalları sınır aşan eserler olmuş ve bütün dünya çocuklarının ilgi ve beğenisini kazanmıştır. Günümüz çocukları için de A. A. Milne’nin Winnie-the-Pooh, Japon manga kitapları ya da Hergé’nin Tenten serileri çok sevilen kitaplar olmuşlardır.

            Yetişkin-çocuk çift okur kitlesi bütün çocuk kitaplarının temel öğesidir. Bir başka deyişle, yetişkinler çocuk kitaplarını yazar, yayımlar ve çocuk okuyucuya sunar. Çocuk okur için öğretmeni, ebeveyni ve kütüphaneci karar verir. Aslında her şeye karar veren yetişkinlerdir ama kitap çocuk okur için yazılmaktadır. Çocuklar hem eğitilecek hem de eğlendirilecektir.

            Çocuk yazını ile yetişkin yazını arasındaki farka gelince; çocuk yazınının tanımını yapmak gerekir. Pek çok tanım bulunmaktadır. Çocuk araştırmacısı Peter Hunt’ın vurguladığı gibi,

Çocuk kitabı ima edilen okura göre tanımlanır. Dikkatli bir okuma sonrasında kitabın kim için tasarlandığı, bütünüyle çocuğun tarafında olup olmadığı, gelişmekte olan bir çocuk için yazılıp yazılmadığı veya çocuğun boyunu aşan bir yeri hedefleyip hedeflemediği belirgin hale gelecektir. (1991: 64)

            Çocuk yazını ‘çift okur’ kitlesine hitap etmesinden dolayı yetişkin yazınından ayrılır. Şu da göz ardı edilmemelidir ki kitaplar çocukların hayal ettiği gibi tasarlanmalıdır. Bir başka deyişle, çocuk kitabı yazarları çocuğun dünyasını, kültürünü, okuma zevkini çok iyi bilmek durumundadır. Fakat çocukların dünya görüşü ve deneyimleri yetişkinlerden farklı ve sınırlı olduğundan yazarların kurgularını yaparken ve karakterleri oluştururken çok itina etmeleri gerekir. Önceleri mutlaka ahlaki bir ders vermesi beklenen çocuk kitapları sonradan iknaya yönelik ucu açık bırakılmıştır. Bu nedenle gerçek hayatın monotonluğundan sıkılan çocuk okurlar fantastik eserlerden çok hoşlanmışlardır. Bu bağlamda, J. K. Rowling’in Harry Potter, Philip Pullman’ın Karanlık Cevher serisi (His Dark Materials); Altın Pusula-Kuzey Işıkları (The Golden Compass-Northern Lights), Keskin Bıçak (The Subtle Knife), Kehribar Dürbün (The Amber Spyglass) ve C. S. Lewis’in Narnia Günlükleri (The Chronicles of Narnia) popüler kitaplar olmuş ve çok satanlar listesinden inmemişlerdir.

            Çocuk kitapları denince hemen sayfa üstündeki satırlardaki sözcükler akla gelir ama sözcükler ile birlikte onlara eşlik eden çizimlerin olduğu resimli çocuk kitapları da okul öncesi çocuklar için çocuk yazınının aranılan eserleridir. Sözel ve görselin beraber olduğu kitaplar çocukların dünyasına renk katar ve onları etkiler. Okuma yazma bilmeyen çocuklara okunan resimli kitaplar, çizerlerin çizim yeteneklerini ve hünerlerini gösterdikleri sanat eserleri olarak da sayılabilir, yazın eserleri oldukları gibi.

            Kitapların baskı, doku, renk, biçim ve çizgilerle bezenmiş halleri de çocukları büyüler. Bazı kitaplar vardır ki çocuklar her gün onları defalarca okutturup ellerinden yıllarca düşürmezler. Beatrix Potter’ın The Tale of Peter Rabbit’i karakter olarak bir tavşanın suluboya çizimlerle anlatıldığı bir kitaptır.

            Sözcüklerle (yazılarla) olduğu kadar sözcüksüz (yazısız) kitaplar da vardır. Bu kitaplarda çocuk okur resimleri okuyarak hikayeyi zihninde canlandırmaktadır. Sözcüksüz resimli kitaplarda çizimler sözcükler kadar anlamlı olmalıdır. Kitaptaki öykü resimlerin akışı ile sağlanmaktadır. Bu tür kitaplarda da değişik çizim teknikleri kullanılmaktadır. Kitap çizerleri çok iyi bilirler ki resimli kitap ödülü olan Caldecott Madalyası bu alanda verilen prestijli bir ödüldür. Ayrıca Hans Christian Andersen Ödülü yazara olduğu kadar çizere de verilmektedir.

            Zaman ilerledikçe, kültürel farklar ortaya çıktıkça, kavramlar değiştikçe ve teknoloji ilerledikçe hayal etme biçimleri de farklılaşmakta bu da hem yazar hem de okur açısından farklı kurgulara ve yorumlara yol açmaktadır. Yetişkin yazınıyla karşılaştırıldığında bu alanda araştırma yapan Peter Hunt, David Russell, Perry Nodelman, Maria Nikolajeva gibi akademisyenlerin görüşleri dikkate alınınca çocuk yazınının kendine özgü ve önemli bir yazın olduğu göze çarpmaktadır.

            Çocuk yazını olduğu kadar gençlik yazını da yazın içinde yerini almıştır. Gençlik yazınına ‘genç yetişkin’ yazını da denmektedir. Lukens, Smith ve Coffel’e göre “genç yetişkin yazını farklı bir yazın türüdür. Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek (To Kill a Mockingbird), William Golding’in Sineklerin Tanrısı (Lord of the Flies) ve J. D. Salinger’in Çavdar Tarlasında Çocuklar (Catcher in the Rye) eserlerinin örnek verilebileceği bu yazın türü yetişkinler tarafından genç yetişkinler için yazılmıştır ve ana karakter bir ergen olduğundan veya kitap ergenlikle ilgili bir gerçeği çok iyi yakaladığından, ergenlik dönemi yazınının bir parçası olmuştur.” (2018: 7-8) Ayrıca yine Lukens, Smith ve Coffel’in vurguladığı gibi “genç yetişkin yazını olarak nitelendirilen çoğu kitap özellikle ergen okurları hedef alarak yazılmıştır.” (2018: 8) Bir başka deyişle, bu kitaplar, yetişkinler tarafından ergenler için yazılmış ve ergenleri hayal ettikleri biçimde kaleme almışlardır. Kurgu açısından bakılınca çocuk ve genç yetişkin yazını arasındaki fark ince bir çizgidir.

            Çocuk kitabı yazanlar yazarlarken kendilerinden önceki yazarlardan etkilenmişlerdir. Yazdıkları belki de onlara yanıtlarıdır ve onlarla iletişimi devam ettirmek istemektedirler. Çocuk ve genç yetişkin okurlar ne kadar çok kitap okurlarsa yazarlarına o kadar çok ilham vermiş olurlar ve yeni kitapların yazılma olasılığını arttırırlar.

            Öte yanda, çocuklar sürekli değişen bir dünyada yaşamaktadırlar ve medya onların hayatına da girmiştir. Bunun sonucunda da deneyimleri değişmektedir. Psikolog David Elkind’e göre “internet, televizyon ve cep telefonları ve diğer dijital cihazlar yüzünden bugünün çocukları zamanı, mekanı, sosyal ilişkileri hatta gerçekliğin kendisini bile bir önceki kuşaklardan farklı deneyimlemektedirler.” (2003: 1-3) Bu nedenle, çocukların kendilerinden önceki kuşaklara göre gerçekliğe bakış açıları değişiktir. Dijital gerçeklik denebilecek bu durum karmaşıktır ama sonuç olarak çocuk her yerde çocuktur. Ancak bu durum çocuk yazını bağlamında köklü bir değişiklik anlamına gelir.

            Çocuk yazını yazarları 2000’lerden başlayarak görsel ve kavrayışsal olarak farklı çocuk okurlara yazmaktadırlar. Bu durumda televizyon ve bilgisayar ortamındaki oyunlar bunda rol oynamaktadır. Dijital platformların gelişmesi de beraberinde e-kitapları getirmiştir.

            Öte yanda, metin türleri de değişmekte resimli kitapların bir türü olan grafik romanlar genç yetişkin okurların ilgisini çekmektedir. Çünkü bu tür metinler geleneksel yazı ve çizimin bütün gücünden yararlanmaktadır. Bu çerçevede grafik roman adı verilen çizgi romanlar okurları sözcüklerden çok resimlerle içine çekerek etkilemeye çalışırlar. Bu tür kitapların okuyuculara neden cazip geldiğini Understanding Comics: The Invisible Art (Çizgi Romanları Anlamak) başlıklı eserinde Scott McCloud şöyle açıklar:

Çizgi roman çizerlerinin ‘ikon’ kullanımı -sözcük kullanmadan karikatürümsü, basit resimlerin gerçekçi olmayan çizimleri, soyutlama- insanların doğal benmerkezciliklerinden faydalanır ve metinlerin, okurların onlara verdiği yaşamla capcanlı hale gelmesini sağlar. (1993: 40-41)

Bir başka deyişle, McCloud’a göre karikatürümsü imgelerle okur kendi iç dünyasını görmeye hazırlanır ama gerçekçi çizimlerle de kendini dış dünyayı görmeye zorlar. Yine, McCloud’un ifade ettiği gibi “sembollerdeki artış, grafik roman çizerlerine üzerinde çalışacakları giderek genişleyen bir ikonografi sunmuştur.” (1993: 58)

Eskiden daha az görsel ve daha çok sözel materyale sahip kitaplar son zamanlarda yerlerini daha çok görsel ve daha az sözel materyale sahip kitaplara bırakmaya başlamışlardır. Sözcükleri takip etmekte zorlanan çocuk okurlara bu durumda görsellik daha çok hitap etmektedir.

Japonya’da yaygın bir şekilde okunan manga kitaplarının günümüzde çok sayıda okuru vardır. Hatta bazı okullarda manga kulüpleri bulunmaktadır. En çok rağbet gören manga kitapları arasında Hiromu Arakawa’nın Fullmetal Alchemist’i ve Eiichiro Oda’nın One Piece adlı eserleri sayılabilir. Hatta bir yayınevi Lukens, Smith ve Coffel’in işaret ettiği gibi “manganın gördüğü rağbeti çocukları eğitmek için kullanmak adına Edu-manga (Eğitsel manga) başlığı altında eserler basmıştır. Edu-manga eserlerinde ünlü kahraman Astro Boy, okurları yeni dünyalara götürmektedir.” (2018: 31)

Yayıncılıkta çocuk kitapları da bir endüstri oluşturmaktadır. Artan çocuk okur sayısı bu endüstriye olan talebi arttırmaktadır. Yayınevleri bir yandan dijital çağa ayak uydurmaya çalışırken, öte yanda çevirmenler ve kitap çizerleri haklarını almak için adeta cephede çalışıyor gibidirler. Ancak, “22 Kasım 1976’da Nairobi’de toplanan UNESCO Konferansında çevirmenlerin ve çevirilerin hukuksal olarak korunmaları konusunda tavsiyede bulunulmuştur.” (Lathey, 2016: 127). O zamandan bu yana yayıncılıkta çok şey değişmiştir. Fakat mesleğe yeni başlayan çevirmenlerin kendi meslektaşlarından ve çeviri derneklerinden yayınevi ile sözleşme yapmadan önce tavsiye almaları önerilir.

Çocuk yazını piyasası çok hızlı değişen bir piyasadır. Bu nedenle, yayıncılar her yıl Nisan ayında İtalya’nın Bologna şehrinde düzenlenen Çocuk Kitapları Fuarına katılmaya özen gösterirler. Daha çok iş antlaşması yapılan bu fuar yazarların, çevirmenlerin ve çizerlerin kendilerini tanıtmaları için iyi bir olanaktır.

Bu fuarda çeviri hakları satın almak telif konusunu gündeme getirir. Telif hakları ülkeden ülkeye değişir ama çoğunlukla yazarın ölümünden 70 yıl geçince eserler kamuya mal olur. Bu konuda çarpıcı bir örnek vermek gerekirse Antoine de Saint Exupery’nin Le Petit Prince eseri pek çok dile çevrilmiş ve bizim ülkemiz de 2015 yılından bu yana çok fazla Küçük Prens çevirisine sahip olmuştur. Ancak, Necdet Neydim’in belirttiği gibi “Küçük Prens 1980 öncesinde çevrilmesine karşın çocuk edebiyatına yeni anlayışlar taşıması nedeniyle güncelliğini sürdüren bir klasik özelliği taşımaktadır” (2020: 119).

Çeviriler, telif hakları kanunu çerçevesinde değerlendirildiği için çevirmenler çevirilerini yapmadan önce yaşayan yazarlardan izin almak zorundadırlar. Şimdilerde ise çocuk yazını araştırmacısı Gillian Lathey’e göre “yeni yapılan çeviriler için çevirmenin yayıncısı kaynak metni yayınlayan yayımcıdan e-kitap ve dijital baskılar için izin almalıdır” (2016: 128). Bu durum, çağın dijitalleşmesinin getirdiği yeni bir yaklaşımdır.

Çocuk kitapları konusunda hangi kitapların kimler tarafından çevrileceği de önemli bir husustur çünkü ticari kazanç söz konusudur. Çocuk kitapları çevirisi alanında çalışan çevirmenler bu durumda uzmanlaşmak zorundadırlar. Öbür türlü, çevirdikleri çocuk kitabı iş kapasitelerinin küçük bir bölümünü temsil eder. Ancak şu da gözden kaçmamalıdır ki çocuk kitapları çevirecek çevirmenlerin de çocuk yazını alanında araştırma yapması, çocuğun ruhunu tanıması, çocuk imgesini bilmesi ve kendini bir çocuk okur yerine koyarak çevirisini yapması gerekir.

Harry Potter kitaplarının çevirisi çok satan kitaplar olarak kitapçı raflarında yerini alarak istisnai bir fenomen olduğu kadar uluslararası çocuk kitapları pazarlaması ve dağıtımında bir dönüm noktası oluşturmuştur. Bu durumda, Harry Potter’ın dünya yolculuğunda ona eşlik eden yazar, çocuk okular, çevirmenler ve yayıncılar da bu sürece katılmışlardır.

Çocukken okunan kitapların çevirmenleri görünür değillerdi. Bir başka deyişle, çocuk okur kitabın çeviri olduğunun farkında değildi. Ancak zaman değişmiş ve çevirmenlerin adları yazar ile birlikte kitap kapağında yazılmaya başlamış, böylece çevirmenler görünür olmaya başlamışlardır. Çocuk okurlara hitap etmek bir bakıma “gelecek kuşaklara ikinci kaynak metin yazarı olarak görev yapmak” anlamına gelebilir (Lathey, 2016: 141).

Çeviri eserler dünya yazın mirasının bir bölümünü temsil eder; “farklı ülke kültürlerine ait kitapları okuyan çocuklar kendi hayatlarından farklı ya da tam tersine benzeyen yaşantıları ve deneyimleri öğrenirler. Bu onların dünyayı ve hayatı daha iyi tanımalarına ve uluslararası bilincin ve anlayışın paylaşılmasına yardımcı olmaktadır.” (Erten, 2011: 162). Çocuk yazını ve çevirisi dinamik bir alandır ve ülkeler arası kültürel değişime hizmet eden heyecan verici ve talep duyulan bir özel alandır.

Kaynakça

Elkind, David (2003) “Technology’s Impact on Child Growth and Development”, C10 (Çevrimiçi) 22 September 2003. 1-3.

Erten, Asalet (2011) Çocuk Yazını Çevirisine Yaklaşımlar. Ankara, Hacettepe Yayıncılık.

Hunt, Peter (1991) Criticism, Theory and Children’s Literature. Cambridge: Basil Blackwell

Lathey, Gillian (2016) Translating Children’s Literature. Abingdon: Routledge

Lukens, Smith ve Coffel (2018) Çocuk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış. (Çev.) Cenk Pamay. Istanbul: Erdem Yayınları.

McCloud, Scott (1993) Understanding Comics: The Invisible Art. New York: Harper Perennial.

Neydim, Necdet (2020) Çeviri Çocuk Edebiyatı. İstanbul: Bilgiyolu Kültür Eğitim Yayıncılık


[*] Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Mütercim-Tercümanlık Bölümü

Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top