Gökçe Akgül
Çocukluğumun en mutlu anlarından bir liste oluşturacak olsaydım çizgi romanlarla geçirdiğim ve sevdiğim karakterleri çizdiğim anlar herhâlde üst sıralarda olurdu. Çocukluk yıllarımda duyduğum tüm merak ve hayranlığa rağmen çizerliği profesyonel olarak yaptığım ilk zamanlarda çizgi roman yazarak ve çizerek hayatımı kazanacağımı hiç düşünmemiştim. Ancak geçen yıllarla beraber çizgi roman üzerine üretmeye odaklanan bir çizer olarak çocukluk hayâlini yakalamaya çalışmanın pek çok şeye kıyasla daha değerli olduğunu keşfettim. Zaman içinde elbet benimle ve sanatımla ilgili pek çok şey değişmiştir ama bir çizgi romanı elime aldığımda hissettiğim merakın ve hayranlığın pek de değişmediğini söylemem gerekir.
Editörümle yaptığım bir görüşmede “Nutuk’u bir çizgi roman uyarlamasına dönüştürebilir miyiz?” diye bana sorduğunda hissettiğim kaygıyı hatırlıyorum. “Acaba hakkını vererek çizebilecek miyim? Kesinlikle uzun soluklu bir çalışma yöntemi geliştirmem gerek.” diye düşünmüştüm. Arka planlar, sahneler, görsel akış… Aklımdaki sayısız soruya rağmen ağzımdan çok net bir “Evet!” çıktığını hatırlıyorum. Sayfa tasarımları ve sahneler, kafamda o an oluşmaya başlamıştı. Dolmabahçe sarayının boğaza bakan pencereleri, Afyon’un tepelerinden cephe hattına koşarak giden askerler, Sakarya nehrini dört nala geçen atlıların gürültüsü…
Tam iki yıl süren hazırlık ve üç yıl boyunca devam eden çizim çalışmaları nihayet nisan ayında tamamlandı ve 5 yıl süren yoğun çalışma temposu fizikî şekline ulaştı. Senem Kale derledi, ben çizdim. Editörlüğünü Hülya Balcı’nın üstlendiği Nutuk’un çizgi romanı, Doğan Kitap tarafından birkaç ay önce yayımlandı.
Nutuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı günleri anlatan ve Millî Mücadele’nin zorlu sürecinin aktarıldığı ilk ve belki de en değerli belgelerinden bir tanesi. Açıkçası fikir bulutlarının kafamızın üzerinde uçuştuğu ilk zamanlarda kitabı tamamlamanın bu kadar uzun süreceğini öngörememiştik. Ancak hedefimiz gayet açık ve netti. Eğer Nutuk’u görseller üzerinden anlatabilir, bir çizgi roman uyarlamasına dönüştürebilirsek okurun olay örgüsünü ve tarihî süreci anlamasını sağlayabilecektik. Bugünü değerlendirebilmek için dünü anlamaya çalışan okura, tarihî süreci hayâl gücünde canlandırabileceği bir görsel kaynak sunacaktık.
Sizlere biraz da bu kaynağı nasıl çizgi roman sürecine dönüştürdüğümüzden bahsetmek isterim. Bir metnin çizgi romana dönüştüğü süreç, tahmin edersiniz ki hızlı ve kolay gerçekleşmiyor. Ancak yoğun ve disiplinli çalışmanın sonucunda ilerleyebiliyorsunuz. Hele ki Nutuk gibi yakın tarihimizin önemli bir tanıdığını ve ondaki önemli olayları görsel bir akışta aktarmak istiyorsanız senaryonuzu ve hikâye akışınızı iyi kurgulamanız, kaynaklarınızı sağlam temellere dayandırmanız gerekiyor. İşte bu sebeple çizgi romanımız henüz çizim aşamasına gelmeden önce tam iki yıl süren bir hazırlık aşamasından geçti. Sevgili Senem Kale 1934 yılında basılan ilk Nutuk başta olmak üzere Nutuk’un onlarca farklı baskısını okuyarak tarihî belgelerle, pek çok fotoğrafla ve metinle tanımlanmış olan olayları sıkı bir çalışmayla derledi.
Yaklaşık 600 sayfa olan Nutuk’u çizgi roman senaryosuna dönüştürmek ve uygulamak dolu dolu üç yılımızı aldı ve ortaya 320 sayfalık bir çizgi roman çıktı. Her sayfada ortalama 3-4 panelin bulunduğunu bir sayfa düzeninden bahsedebilirim. Bu da kitap için yaklaşık 1200 panel çizdiğim anlamına geliyor. Her panelin taslak, eskiz, çizim ve tonlama aşamasından geçtiğini söylemek isterim. Bunun ardından düzeltmelerin de yapıldığını hesaba katarsanız çizim aşamasının 3 yıl sürmesinin nedenleri daha iyi anlaşılabilir.
Nutuk’u çizgi roman diline aktarırken en zor kısım bir yandan içeriğe sadık kalırken bir yandan da sürükleyici bir görsel akış oluşturmak oldu diyebilirim. Aynı zamanda çizimlerimin zamanın şartlarına ve okurun beklentilerine uygunluğu da çok önemliydi. Örneğin Nutuk’un bir bölümünde Atatürk şöyle diyor: “Araçlara atladık ve Erzurum’a gittik.” O dönemde Atatürk ile kimlerin Erzurum’a gittiği, giderken hangi araçlarla nasıl bir yoldan geçtiği çizgi romanın görselleştirme süreci için çok önemli. Aynı şekilde Erzurum’un o dönemdeki mimarisi, silueti, çalıştıkları ortam ve karakterlerin kıyafetleri de okuyucunun görsel akıştan kopmaması için önemli konular. Nutuk’un çizim süreci, işte bunun gibi nedenlerle bol yazışmalı, araştırmalı ve tartışmalı ilerledi. Bu noktada sevgili Senem Kale’nin hakkını da vermem gerek. Çünkü çizimler konusunda her başım sıkıştığında başvurabileceğim çalışmaları yapmasaydı bu kadar nitelikli bir sonuç elde edemezdik.
Umarız bu ölümsüz eser, yeni nesillere ilham vermeye devam eder ve çizgi romanımız daha çok okurun Nutuk’la tanışmasına fırsat yaratır. Böylece nereden gelip hangi zorlukları yenerek bugünlere geldiğimizin bir kez daha hatırlamış ve hatırlatmış oluruz.