Güneşin Kanatları: Sîmurg

S. Zehra Akarvardar Koçak[1]

 Mitolojinin sözlük anlamı, ilkel insanlar ve insanüstü varlıkların başlarından geçen masalsı olayların incelenip anlatılmasını konu edinen efsane bilimidir. Bu minvalde mitoloji konusunun insanlık tarihi kadar eski bir saha olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yine bu tarihî süreç nedeniyledir ki mitolojiye dair birçok farklı tanım yapılagelmiştir. Ünlü filozof ve dinler tarihi uzmanı M. Elliade’ye göre genellikle yaratılışla ilgili gelişmeleri aktaran mitoloji, varlıkların nasıl meydana geldiklerini, nasıl var olduklarını; varlık dünyasına hangi ortamlarda ve nasıl adım attıklarını ele alır. Bazı mitler bir doğa olayının nasıl yaratıldığına ve gerçekleştiğine açıklık getirirken, bazıları da bir insan davranışının nasıl ortaya çıktığını anlatır.[2]

20. yüzyılın önemli antropologlarından biri olarak tanınan B. Malinowski ise mitleri ilkel insanın doğayı, ayın evrelerini ya da güneşin gökyüzündeki düzenli hareketini yorumlama amacıyla geliştirdiği simgesel anlatılar olarak görmüştür. Her mitte bir doğal fenomen olmasının nedenini de buna bağlamaktadır.[3]      

Bu çalışmada Malinowski’nin mitoloji tanımı çizgisinde İran edebiyatının mitolojik kuşu olan Sîmurg’un doğa olayları ve astronomi ile ilişkilendirilen imgesel anlatısı yazı tarihinin ilk dönemlerinden başlanarak gösterilmeye çalışılacaktır. Bu nedenle önce Sîmurg’un Yakın Doğu mitlerindeki karşılığı olan kartala değinilecek, daha sonra Mısır, Yunan ve İran mitolojilerine uzanan yansımalarından bahsedilecektir.

Yakın Doğu Mitolojisinde Sîmurg’un İzleri: Sümer, Akad, Babil, Asur

Sümer, Akad, Babil ve Asur mitolojilerinde arslan başlı bir kartalın Ninurta’nın sembolü olduğu görülmektedir. Ninurta ise yağmur, fırtına, şimşek ve gök gürültüsü tanrısıdır. Bu tanrının ilk hali kuvvetli yağmur ve fırtına anlamına gelen İmdugud’dur. Anzû, Zû, İmgig isimleriyle anıldığı da görülmektedir. Önceleri geniş kanatlarını iki yana açarak gökyüzünde uçan, fırtınanın topladığı siyah bir bulut olarak tasavvur edilen bu kuş daha sonra insan şeklini almıştır. Sümer Kral efsanelerinden biri olan Lugalbanda adlı epik bir eserde Ninurta doğuda bir dağın üzerinde eski şekli olan İmdugud ile karşılaşır ve aralarında bir savaş başlar. Nihayetinde bu savaşı Ninurta kazanır ve İmdugud kuş haliyle Ninurta’nın amblemi olarak yanında yer almaya başlar. Yağmur ve bereketi temsil eden Ninurta zamanla savaş tanrısı olarak ön plana çıkar. Milattan önce üçüncü ve ikinci binlerde Ninurta ve Temmuz tipi tanrıların savaşçı ya da kahraman bir kral olarak tasavvur edildiği görülmektedir.[4]

Resim:1 Anzu ve Ninurta Savaşı-Nimrud Tapınağı

M.Ö. 2450 yıllarında Mezopotamya’nın Akadların hakimiyeti altına girmesiyle Semitik kültürün ve dini anlayışların etkileri kendini gösterir. Böylece yağmur ve karanlık gökyüzü, yani gecenin mitlerdeki yerini güneş ve aydınlık gökyüzü alır. Sümer ve Akad kültürlerinin kaynaşmasıyla eski yağmur ve fırtına tanrısı Ninurta ve benzeri Temmuz tipi tanrılar aynı zamanda güneş tanrısı kimliğini de benimser. Bu yeni kimliğiyle Ninurta sol invictus-yenilmeyen güneş olarak Sümer, Akad ve Babil’in savaş tanrısı olur. Sonraları sabah doğan güneşin veya ilkbahar güneşinin tanrısı haline gelen Ninurta’nın sembolü olan kartalın temsil ettiği anlam da değişir. Kartal artık her akşam ve her yılın sonbahar ve kış mevsiminde yer altı dünyasına inerek oradaki karanlık güçleri yenen, her sabah ve her ilkbaharda büyük bir zaferle yeniden doğan tanrının sembolü olmuştur. Arslan başlı kartal da yine bu tanrının sembolüdür.[5]

Bu sembol Asur Krallığı döneminde de görülmektedir. Tanrı Asur’a ait Asur ağacı ikonografisinde büyük kanatlarını iki yana açmış kuş sembolü hayat ağacının en tepesinde yer almaktadır. Böylece bu tanrının hem ağaç olarak bereket ve bitki tanrısıyla hem de kuş olarak savaş ve güneş tanrısıyla ilişkisini temsil etmektedir. Babil Krallığı döneminde ise Babil’in tanrısı olan Marduk’un Ninurta’nın yerini aldığı görülmektedir. Marduk da Ninurta gibi kanatlı arslanla, kanatlı atla veya kartal başlı arslanla savaşırken gösterilmiştir. [6]

M.Ö. 2550 yıllarında astronomi biliminin gelişmesiyle on iki burç ve diğer yıldız kümeleri, yedi gezegenin her biri bir tanrının bulunduğu yer olarak belirlenir. Ninurta hem Zuhal yıldızına hakim olur hem Nes̱r el-Tâyir takımyıldızı Ninurta’nın başka bir görünümü olan Zamame’nin sembolü olarak kabul edilir. İmdugud kuşu ise hızlı esen fırtınanın ejderha gibi tahayyül edilmesi dolayısıyla Pegasus takımyıldızına yerleştirilir. Ninurta’nın temsil ettiği takımyıldızı ise gece gökyüzünün güneşi olarak kabul edilen Orion takımyıldızıdır. [7]

Resim 2: Ninurta
Resim 3: Orion Takımyıldızı

Mısır ve Yunan Mitolojisinde Sîmurg: Bennu, Phoenix

İslam mitolojisinde de kartal güneşin sembolü olarak görülmektedir. Fakat kartal güneşin karakteristik özelliklerine sahip gerçek bir kuşken onunla çok yakından ilgili olan Ankâ-Sîmurg efsanevî bir kuştur. Bu kuşla ilgili bilgi vermeden önce onunla benzer vasıflara sahip olan Bennu ve Phoenix adlı efsanevi kuşlardan bahsetmek yerinde olacaktır.

Antik medeniyetlerde, doğan güneşin sembolü olan Bennu, Mısırlılarda güneş kültüne bağlıdır[8] ve üç büyük tanrı olan Atum, Ra ve Osiris’i temsil etmektedir.[9] Bennu “parlak” ve “parlaklığın yükselmesi” anlamlarına gelmektedir. Piramit çağında yont kuşu olarak resmedilen Bennu, sonraları kafasının arkasında iki uzun tüy bulunan balıkçıl kuşu olarak çizilmiştir.[10] Kartal büyüklüğünde olan Bennu’nun, altın sarısı ve kırmızı renkte tüyleri vardır.[11]

Bennu ile ilgili ilk izler piramit metinlerinde görülür. Bu metinlerde Bennu güneş tanrısı Atum’un sembolü olarak betimlenmiştir. Bennu ve güneş arasında kurulan bu bağlantı orta krallık döneminde de devam eder.[12]  Bir rivayete göre eski Mısır’da Nil Vadisi’ndeki her su basmasından sonra Mısırlılar bir kuşun belirdiğini fark etmişlerdir. Bu kül rengi, şafak vakti suların üzerinde uçan balıkçıl kuş, suları güneşin yaptığı şekilde şahlandırıyormuş gibi görünmektedir. İlk gelen sularla birinci gün doğan ve ilahi bir hayvana dönüşen bu kuş, kraliyet yıl dönümlerine ve Nil’in yıllık su baskınlarının döngüsüne eşlik ederek kendini yenileyen yaşamın bir sembolü olmuştur.[13]

 Kendi türünde tek olduğu için diğer hayvanlar gibi üreyemeyen bu kuş, ömrünün sonuna yaklaştığını hissedince bazı kokulu otlar toplayarak bunlardan kendine bir çeşit yuva yapar. Bu konuda mitologlar iki ayrı hikâyeden bahsetmektedirler. Biri bu kuşun topladığı otları ateşe vererek bu ateşin içinde yanması ve küllerinden yeniden doğmasıdır. Diğer hikâye ise şu şekildedir: “Bu kuş topladığı güzel kokulu otlardan hazırladığı yuvanın içinde yatar ve tohumlarını dökerek orada ölür. Bu tohumlardan doğan yeni kuş, babasının ölüsünü güzel kokulu bir mürrüsâfi ağacının oyuk gövdesi içine yerleştirerek Kuzey Mısır’daki Heliopolis şehrine götürüp güneşin rahipleri tarafından yakılmak üzere tanrıya ait tapınağın sunağı üzerine koyar. Mısır’a gelişinde bu kuşa başka kuşlardan oluşan bir kafile eşlik eder. Bunlar adeta onu onurlandırmak istercesine saygıyla çevresinde uçuşurlar. Güneş tapınağının üstüne geldiği zaman, bir süre havada süzülüp, bir rahibin görünmesini bekler. Vakti geldiğinde bir rahip tapınağın içinden çıkarak, kuşun kutsal kitaplarda yer alan tasvirine benzeyip benzemediğine bakar. Bu karşılaştırmadan sonra eski kuşun ölüsü törenle yakılır. Tören sona erince genç kuş geldiği yere geri döner ve burada günlük tohumlarıyla beslenerek, ömrü tamamlanıncaya kadar yaşar.” Astrologlar bu kuşun hayat süresiyle büyük yıl ya da yıldızların devrî hareketi arasında ilişki kurmuşlardır. Onlara göre bu kuşun doğuşu büyük yılın başladığına işaret etmektedir.[14]   

  Aynı kuş M.Ö. 5. yüzyılda Mısır’a giden Yunan tarihçi Herodot’un eserinde de görülmektedir. Heredot, Heliopolis’te yaşayan kutsal bir kuş olduğundan bahsetmiş, Mısırlıların Bennu adını verdikleri bu kuşa, kendisi Phoenix demiştir.[15] Bir kartal büyüklüğünde olduğu rivayet edilen bu kuşun başında parlak bir sorguç vardır. Boynunda bulunan tüyler parlak ve yaldızlı, diğer yerleri kırmızıdır.[16]  Phoenix her beş yüz yılda bir ölür ve kendi tohumlarıyla yeniden doğar. Doğan Phoenix, önceki ölü bedenini Arabistan’dan Heliopolis’teki güneş tapınağına götürür ve tanrılara sunar. Phoenix, Mısır’da olduğu gibi Yunan mitolojisinde de güneşin ve yeniden dirilişin sembolüdür.[17]

Phoenix, antik dönem ve ortaçağda güneş ile olan ilişkisini vurgulayacak şekilde ışık halkası ile resmedilmiştir.[18] Yunanlılar ve Romalılar bu kuşun etrafında birçok efsaneler inşa etmişlerdir. Romalılar yaşamsal gücün yenilenmesinin sembolikliğini alarak, kendi imparatorlukları ile birleştirmişlerdir. Bu nedenle I.Konstantin ve Trajan dönemlerine ait sikkelerin üzerinde bir Phoenix kabartması yer almaktadır.[19]  

  İran Mitolojisinde Sîmurg

  İran edebiyatında bu kuşa “otuz kuş” anlamına gelen Sîmurg adı verilmiştir. Bu adlandırmanın farklı kültürel ve dini sebepleri olmakla birlikte Sanskritçede “kartal, şahin” anlamına gelen “syēnā” kelimesinin orta Farsçada “sēn murv” yani “sēn kuşu” şeklinde kullanılması ve ses benzerliği nedeniyle n ve m seslerinin kaynaşması neticesinde yanlış bölünerek sî-murg haline geldiği düşünülmektedir.[20]

Sîmurg ya da Ankâ tıpkı Phoenix ve Bennu gibi güneşi simgeleyen mitolojik varlıklardır. Daha önce Phoenix ve Bennu’nun büyük yıl denilen astronomik bir olayla ilişkilendirildiğinden bahsetmiştik. Şimdi Sîmurg’un benzer şekilde güneşin büyük devrî hareketi ile nasıl bir ilişkisi olduğunu izah etmeye çalışalım: “Güneş kendi yörüngesinde yetmiş iki yılda bir derece geriler. İki burç arasında bir derece bulunduğundan, güneşin bir burçtan öteki burca geçerek ilkbaharda yeni bir burçta doğması 2160 yılda olur. Yakın Doğu mitolojisinde bu uzun zaman yolculuğunda, güneşin yorulduğu, ihtiyarladığı, öldüğü, yeni bir burçta yeniden doğduğu, gençleştiği tasavvur edilir. İşte Ankâ ve Phoenix bu büyük devri gerçekleştiren güneşin simgesidir.”[21]  

Pehlevice metinlerde de rengârenk kanatlarıyla yer alan Sîmurg, son derece büyük ve güçlü bir kuştur. Kuşların şahı olarak bilinmesi bu özelliği nedeniyledir. Yaşam süresiyle ilgili bilenen çeşitli rivayetlerden biri ömrünün 700 yıl olduğu yönündedir. Ayrıca üç yılda bir yumurtladığı ve yavrularının yirmi beş yıl sonra yumurtadan çıktığı da söylenmektedir.[22] Yine bu metinlerde tıpkı daha önce bahsedilen Asur Ağacı ikonografisinde olduğu gibi Sîmurg’un bir ağacın üzerinde yer aldığı görülür. Buna göre bu kuşun hem ağırlığı hem de büyük kanatlarını açıp kapatması, bulunduğu ağacın dallarının kırılmasına ve yapraklarının dağılmasına sebep olur. Böylece rüzgâr, ağacın üzerindeki bütün tohumları dünyanın dört bir yanına dağıtır.[23] Fark edileceği üzere Asur ağacının bereketi simgeleyen yapısı burada da kendini göstermektedir.

İran edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan 10. yüzyılda kaleme alınmış Firdevsî’ye ait Şahnâme adlı eserde, Sîmurg’un yuvası Elburz Dağı’nın ulaşılamayan tepelerindedir. Zor durumda kalan Şahnâme kahramanları Sîmurg’un tılsımlı tüylerinden birini yakarak kendisinden yardım isterler. Şâhnâme’de geçen bu olayın bir benzeri, Binbir Gece Masalları ve Avesta’da da görülmektedir. Bin Bir Gece Masalları’nda El-Sîmurg, Şehzade Elmas’a tüylerinden bir tutam vererek, zor bir durumla karşılaştığında bunlardan birini yakmasını tavsiye eder.[24] Avesta’da ise Ahura Mazda, Zerdüşt’e onun tüylerinden birini tenine sürmesini ve üzerinde taşımasını salık vermiştir.[25] Şahnâme’de geçen “Sîmurg yeryüzüne yaklaşınca yağmur bulutu gelmiş gibi hava kararır, kanatlarını açtığında büyük bir gölge meydana getirir” gibi ifadeler,  daha önce bahsedilen Yakın Doğu mitlerindeki kartalın özellikleriyle benzerlik gösterir. Dikkat edilirse İmdugud’da olduğu gibi Sîmurg’tan bahsedilirken de yağmur bulutu ifadesine yer verildiği görülecektir. Bir diğer benzerlik de Sîmurg’un hızıyla ilgili ifadelerde göze çarpar. Şâhnâme’de Sîmurg’un kanatlarına vurgu yapılırken ‘Sîmurg’un kanatlarına sahipmiş gibi süratli’[26], ‘Sîmurg gibi hızla gider’[27] şeklinde ifadeler kullanılmaktadır. Bu da İmdugud’un hızlı esen rüzgarı temsil eden özelliğinin Sîmurg nezdinde devam ettiğinin bir başka göstergesidir.

13. yüzyılda Feriddüddin Attar tarafından yazılan ve Sîmurg denilince belki de akla gelen ilk eser olan Mantıku’t-Tayr bu efsanevi kuşun Sümerlerden başlayan kesintisiz yolculuğunu müşahede edebileceğimiz bir diğer önemli yapıttır. Manzum olarak kaleme alınan bu eserde dünyadaki bütün kuşlar bir araya gelerek kendilerine bir hükümdar bulmak için meşakkatli bir yolculuğa çıkmaya karar verirler. Hüdhüd rehberliğinde gerçekleştirilecek bu yolculukta varılacak hedef, Kaf Dağ’ında oturan kuşların padişahı Sîmurg’a ulaşmaktır. Bu hikayede Sîmurg tasavvufî bir mana ile farklı bir anlam dünyasıyla yer alsa da sahip olduğu özellikler temelde aynı kalarak Tanrının sembolü olmaya devam etmektedir.      

Şüphesiz Sîmurg’un yer aldığı daha pek çok anlatı bulunmaktadır. Başlangıçta doğa olaylarının ve bilhassa astronominin etkisiyle insanoğlunun belki de daha sade bir düşün gücüne sahip olduğu bir dünyadan, evrene ve insana dair görece daha fazla bilgiye ulaştığı zamanlara kadar varlığını sürdürmeye devam eden Sîmurg, yer aldığı eserlerin anlam dünyasına göre değişen formlarda kendine yer bulmuştur. Öyle anlaşılıyor ki bu efsanevi kuşun yazılı tarihin başlangıcı kabul edilen Sümerlerden başlayan serüveni kesintisiz bir şekilde yaşamaya devam edecektir. 

Kaynakça

(çev: Çiçekler), M. & Attar, F., 2006. Mantıku’t-Tayr/Kuşların Diliyle. İstanbul: Kaknüs Yayınları.

(çev: Lugal), N., 2018. Şahnâme I. İstanbul: Kabalcı Yayıncılık.

(çev: Onaran), A. Ş., 1993. Binbir Gece Masalları. İstanbul: Afa Yayınları.

Can, Ş., 1994. Klasik Yunan Mitolojisi. İstanbul: İnkilap Yayınları.

Eliade, M., 1993. Mitlerin Özellikleri. İstanbul: 1993.

Gardin, N. & Olorenshaw, R., 2014. Larousse Semboller Sözlüğü. İstanbul: Bilge Kültür Sanat.

Gray, B., 1962. Persian Miniature from Ancient Manuscripts. Milano: Mentor.

Grimal, P., 1997. Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Sosyal Yayınları.

Hart, G., 2005. The Routledge Dictionary of Egyptian Gods and Goddesses. London: Routledge.

Malinowski, B., 1990. Büyü Bilim ve Din. İstanbul: Kabalcı Yayınevi.

Tekin , G. A., 2020. Sîmurg’un Kanadı. İstanbul: Yeditepe Yayınevi.

Tığlı, A., 2004. Zerdüşt Hayatı ve Öğretisi. İstanbul: Beyan Yayınları.

Van Den Broek, R., 1972. The myth of the Phoenix-According to Classical and Early Christian Traditions. Leiden: E. J. Brill Publishers.

Wilkinson, R. H., 2003. The Complete Gods and Goddesses of Ancient Egypt. London: Thames & Hudson.

Yıldırım, N., 2006. Fars Mitolojisi Sözlüğü. İstanbul: Kabalcı Yayıncılık.


Dipnotlar

[1]Dr. Öğr,İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı.

[2]M. Eliade, Mitlerin Özellikleri, Simavi Yayınları, İstanbul, 1993, s.5.

[3] Broinslaw Malinowski, Büyü Bilim ve Din, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 1990, s.83.

[4] G. Tekin, Sîmurg’un Kanadı-Mitoloji ve Edebiyat Makaleleri, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2020, s.267-8.

[5] a.g.e., s.268-9.

[6] a.g.e., s. 273.

[7] a.g.e., s.274-5.

[8] N. Gardin, R. Olorenshaw, Larousse Semboller Sözlüğü, Bilge Kültür Sanat, İstanbul, 2014, s.671.

[9] Richard H. Wilkinson, The Complete Gods and Goddesses of Ancient Egypt, Thames & Hudson, 2003, s. 212.

[10] George Hart, The Routledge Dictionary of Egyptian Gods and Goddesses, Routledge, 2005, s. 48-49.

[11] Wilkinson, a.g.e., s. 212.

[12] Hart, a.g.e., s.48.

[13] Gardin, Olorenshaw, a.g.e., s.671.

[14] Pierre Grimal, Mitoloji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, İstanbul, 1997, s.642-3.

[15] Hart, a.g.e., s. 48-49.

[16] Can, Klasik Yunan Mitolojisi, s.467.

[17] Hart, a.g.e., s. 48-49.

[18] Roelof Van Den Broek, The myth of the Phoenix-According to Classical and Early Christian Traditions, E.J.Brill Publishers, Leiden, 1972, s.233.

[19] Gardin, Olorenshaw, a.g.e., s.672.

[20] Tekin, a.g.e., s.309.

[21] a.g.e., 307.

[22] Basil Gray, Persian Miniature from Ancient Manuscripts, Milano, 1962, s.17.

[23] Asiye Tığlı, Zerdüşt Hayatı ve Öğretisi, İstanbul, Beyan Yayınları, 2004, s.74.

[24] Binbir Gece Masalları, c.15 (Çev: Alim Şerif Onaran) İstanbul, Afa Yayınları, 1993, s.7-73.

[25] Yıldırım, a.g.e., s.624.

[26] Firdevsî, a.g.e., s.359.

[27] a.g.e . , s.53.

Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top