Dijital Edebiyat

Bülent Yılmaz

Süreç ve Tanım

İnsanın, özgün yapısal olanakları arasında yer alan diliyle yaptığı sanatsal yaratım/üretim etkinliği olarak edebiyat da diğer alanlar gibi toplumsal değişim sürecinden doğrudan etkilenir. Kabaca, ekonomi, kültür, eğitim, politika, teknoloji, sanat vb. alanlardan oluşan toplumsal değişimin edebiyatı da çeşitli açılardan etkilediği edebiyat tarihi bağlamında rahatlıkla görülebilmektedir. Özellikle 1990’lar ile başlayan, halen içinde bulunduğumuz ve Bilgi Toplumu/Çağı, 4. Sanayi Devrimi, dijital toplum, kağıtsız toplum, kapitalizmin yeni aşaması vb. biçiminde adlandırılan bu dönem, bilgisayar/internet ile özdeşleşen köklü teknolojik gelişmelerin toplumsal hayatın neredeyse her ayrıntısını biçimlendirdiği bir süreçtir. Tarım toplumunu karasaban, sanayi toplumunu makine/fabrika ve bilgi toplumunu da “internete bağlı bir bilgisayar” ile sembolize etmek yanlış olmaz. Bu dönemdeki teknolojik değişimin yapısı ve gücü hafife alınacak türden değildir. Yönetimden sağlığa, eğitimden iş hayatına, hukuktan siyaset, tıp ve bankacılığa, eğlenceden ticaret ve seyahate kadar hemen her hayat alanı teknolojinin belirleyici etkisi altındadır.

İşte, dijital edebiyat da, bir anlamda, edebiyatın sözü edilen bu teknolojik değişim sürecinden aldığı payın adıdır. Bir başka deyişle, küresel nitelikteki köklü teknolojik değişimin edebiyata yansımasıdır dijital edebiyat. İlkin sözlü edebiyat vardı, sonra yazılı edebiyat ve şimdilerde “dijital edebiyat.” Kısaca tanımlamak gerekirse, dijital edebiyat, dijital ortamda dijital format (biçim) ile üretilen ve yayımlanan, dijital ekranlardan okunan edebiyattır. Dijital edebiyat, bir yaklaşıma göre, “roman, öykü, şiir, vb. yazınsal metinlerin ilk kez elektronik/dijital ortamda yaratılması/üretilmesi” demektir. Ancak kağıda ya da diğer malzemelere yazılı/basılı eserlerin dijital formlarını da dijital edebiyat olarak kabul eden yaklaşımlar bulunmaktadır. Dolayısıyla, dijital edebiyat, ilk kez dijital ortamda üretilerek yayımlanan edebiyat olarak tanımlanabildiği gibi, ilk kez hangi formda üretilmiş olursa olsun, dijital ortamda yayımlanan, erişilebilen yazınsal yapıtlar olarak da tanımlanabilmektedir. Literatürde dijital edebiyat için teknoloji-edebiyat ilişkisini çağrıştıran çevrimiçi edebiyat, elektronik edebiyat, online edebiyat, sanal edebiyat, tekno-edebiyat, internet edebiyatı gibi adlandırmalar yapılabilmektedir. Bu durumda dijital edebiyat okurunu da, edebiyatı bir ekran (bilgisayar, tablet, akıllı cep telefonu vb.) aracılığıyla, onun üzerinden okuyan bireyler olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.

Teknolojinin edebiyat dünyasına yansıması olarak dijital edebiyat hem dünyada hem Türkiye’de giderek yaygınlaşmaktadır. Çin’de 333 milyon kişinin edebiyatı internetten okuduğu belirtiliyor. Aynı ülkede 2017 yılında İnternet Edebiyatı Kongresi yapılmıştır. Türkiye’de 60 milyonun üzerinde internet kullanıcısı bulunmakta, gençlerin %97’si her gün mutlaka internete girmektedir. Yeni kuşakların genelde okuma yerine izlemeyi tercih ettikleri söylenebilir. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın izlediğimiz bir konserindeki solistin çaldığı parçanın notalarını, önüne koyduğu tabletten izlemesi sözü edilen yaygın etkinin boyutunu bir sanat alanı olan müziğe yansıması açısından gösteren ilginç bir örnektir.

Ancak dijital edebiyat konusundaki sorulması gereken ilk soru şudur: Sözü edilen bu güçlü teknolojik etki ile dijitalleşerek değişen edebiyat mıdır, yani edebiyatın kendisi midir? Gerçekte, bu süreç ile edebiyatın özünde bir değişim/dönüşüm olduğu, en azından şimdilik söylenemez. Değişen edebiyatın araçları, yayın teknikleri, üretim ve yayın ortamları/mecrasıdır. Kısaca, edebiyat dijitalleşmiyor; dijitalleşen araçlar, teknikler ve ortamlardır. Edebiyat azalmıyor, kaybolmuyor, değişmiyor; o, yine dille, sözcüklerle, yazıyla yapılıyor. Yazılanlar, edebiyatın konuları yine aynı: hayat, insan, aşk, acı, toplum, hasret, umut, yalnızlık vb. Ekran, metnin yazınsallığını etkilemiyor; edebiyatın yazınsal niteliğini artıran ya da azaltan bir durum yaratmıyor. Onlar, belki yazma tekniklerini ve olasılıkla yazarlık tutumlarını değiştirebiliyor. Buna karşın, dijital edebiyat, aşağıda ayrıntısı ile açıklanacağı üzere, yeni bir iletişim, paylaşım ve aktarım ortamı/olanağı yaratıyor.

Avantajlar ve Dezavantajlar

Avantajlar

Açıkça söylemek gerekirse, dijital edebiyatın yarattığı yeni olanaklar bulunmaktadır. Avantajların en başında yazınsal paylaşım, edebiyata erişim ve etkileşim (tavır) araçlarının, teknik ve olanaklarının yerel, ulusal, önemlisi küresel düzeyde ve geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde genişlemiş ve kolaylaşmış olması gelmektedir. Bugün Türkiye’de yazılan bir yazınsal metin elektronik ortamda yayımlandığı anda genel olarak dünyanın tüm ülkelerinden ve şehirlerinden erişilebilir olmaktadır. Üstelik dijital edebiyat olanakları ile edebiyata erişimde ve etkileşimde köy-kent ayrımı da büyük ölçüde ortadan kalkmaya başlamıştır.

Dijital ortam son derece canlı ve dinamik bir ortamdır ve edebiyat yazarlarını basılı ortam olanaklarına göre çok daha büyük ve çeşitli okur kitleleri ile buluşturabilir. Günümüzde Türkiye’de açılan bir dijital sanat sergisini 350.000 kişinin ziyaret etmiş olabilmesi dikkate alınması gereken bir durumdur. Aynı biçimde, cebimizdeki cep telefonunda binlerce edebiyat yapıtını taşıyıp, onlara istediğimiz yer ve zamanda erişebiliriz. Edebiyatı her an ve kolayca cebimizde taşımak hiç de yabana atılacak bir olanak değildir.

Dijital edebiyat dünyada tanınmamış yazarlara da yapıtlarını sunabilecekleri, paylaşabilecekleri ortamlar ve olanaklar sunmaktadır. Bu bağlamda, dijital edebiyat eleştiri platformlarını/sitelerini de (örneğin, e-debiyat) göz ardı etmemek gerekir. İçinde yazar, editör, eleştirmen, çevirmen, tasarımcı, yayıncı, okuyucu vb. kimliklerle isteyen herkesin yer alabildiği bu tür etkileşimli dijital edebiyat ortamlarında verimli yazınsal tartışmalar, değerlendirmeler, yönlendirmeler, katkılar ve destekler olabilmektedir. Bu bağlamda, dijital olanakların edebiyata erişimi ve paylaşımı teknik olarak demokratikleştirdiği söylenebilir.

Dijital teknoloji, edebiyat yazarlarının üretim süreçleri için da bazı yeni olanaklar yaratmıştır. Yazarlar yapıtlarında kurguladıkları olgular, olaylar, nesneler, kavramlar, durumlarla ilgili gereksinim duydukları bilgilere, haberlere, gerçeklere ilgili coğrafyalara gitmeden çok daha kolay biçimde ulaşabilmekte, aradıkları konularda videolar izleyerek, fotoğraflar inceleyerek yazacakları için sağlam veriler sağlayabilmektedirler. Ayrıca, yazarlar yapıtlarını üretirlerken çoklu dijital ortam araç ve olanaklarını (görüntü, ses vb.) da kullanabilmektedirler. Henüz çok yaygın olmasa da “deneysel edebiyat” türü yakın gelecekte bu yönüyle karşımıza çıkabilecektir. Dijital edebiyatta genel olarak dağıtımcı, posta, kağıt, matbaa ve bürokrasi sorununun bulunmaması/daha az olması yayıncılık boyutuna ilişkin önemli bir avantaj olarak kabul edilebilir.

Dezavantajlar

Dijital edebiyatın yukarıda sıralanan olanaklarının yanı sıra kuşkusuz dezavantajları da bulunmaktadır. Bu konuda ilk sırada ve en yaygın biçimde dile getirilen dezavantaj, dijital edebiyat ile ortaya çıkan “edebi vasatlık/niteliksizlik” sorunu olmaktadır. “Edebiyatın ayağa düşmesi”, “edebiyatın taşralaşması” gibi kavramlarla açıklanmaya çalışılan bu sorun, yazınsal yaratım sürecinin tümüyle editoryallik denetiminin, bazılarının deyimiyle, “edebi terbiyenin” dışında gerçekleşmesinden ve yayımlanmasından kaynaklandığı söylenmektedir. Dijital edebiyatta genel olarak, “yanlışın, niteliksizliğin hesabının verilmemesinin” ve “isteyenin istediğini istediği gibi yazması ve yayımlamasının” edebi beğeni düzeyini ve iklimini olumsuz etkilediği ve sığlaştırdığı belirtilmektedir. Bunun sonucu olarak da “yazınsal amatörlüğün” yükseldiği, “edebiyat enflasyonunun” yaşandığı dile getirilmekte, örneğin, dünyada 2019 yılında 375 milyon öykü yayımlanması bu olumsuzluğun kanıtı olarak da yorumlanabilmektedir.

Yazınsal editoryallik ve eleştiri süreçlerinin işlememesi dijital edebiyatta “ölçüyü” de değiştirebilmektedir. Edebiyatın “nitelik” olan temel ölçüsü “ulaşılan beğeni/‘like’ alınan okuyucu sayısına” dönüşmektedir. Bu da okumayan, okumaya gerek duymayan, okumadan yazan edebiyat yazarlarının ortaya çıkmasına, artmasına neden olmaktadır. Dijital edebiyatın ciddi dezavantajlarından birisi de budur.

Dikkate alınması gereken bir başka önemli sorun/dezavantaj da telif hakları meselesidir. Emek hırsızlığı anlamına gelen ve yazarların yapıtlarını “telif hakları ödemeden yayımlama” dijital edebiyat dönemi ile birlikte denetlenemeyen çok daha yaygın bir duruma dönüşmüştür.

Dijital kültürün edebiyatta yazının yerine ses ve görüntüyü koyabileceği, görüntü hafızamızı, zaman algımızı değiştirebileceği, teknolojinin hız ve acele dünyasına uyarak yazınsal anlatım biçimlerinin kısalabileceği kaygıları da dile getirilmektedir.

Benzer bir başka kaygı da dijital edebiyat okurluğu ile basılı kitap okurluğu arasındaki okuma biçimi farkı hakkındadır. Genelde, yavaş, daha derin, anlayarak, sindirerek, dikkatli ve yoğunlaşarak gerçekleştirilen basılı edebiyat okumalarına karşın, dijital okumanın teknolojinin yapısı gereği hızlı, yüzeysel, “tarayarak”, gözden geçirerek ve dikkatsiz biçimde yapılması dijital edebiyat süreçleri için olumsuz bir duruma işaret eder.

Dijital edebiyatta yazdığını teknolojik olarak çok kolayca silip, yeniden yazabilme olanağının bulunması, otomatik sözcük düzenleyicilerinin olması ve yazarın kendi belleğinden çok bilgisayarın belleğine güvenme olasılığı yazarın dil dikkatini ve duyarlılığını azaltan etkiler yaratabilmektedir.

Dijital edebiyatın düşündürdüğü bir başka olasılık, “belki de başlayıp biten romanlar yerine, her gün birkaç sayfa ile gelişme gösteren, başı sonu olmayan bir akışın yeni edebiyat türü haline gelebileceği” yönündedir.

Bir dijital kitap türü olarak sesli kitaplarda metinle-yazarın arasına seslendirenin gireceği ve bunun metnin yazınsal tadını ve niteliğini olumsuz etkileyebileceği dile getirilmektedir.

Yayıncılık boyutundan bakıldığında da e-kitap vergilerinin yüksek olması, dijital dergiciliği sürdürmenin para ve nitelikli ekip gerektirmesi nedenleriyle dijital edebiyatın ekonomik olarak sürdürülmesinin daha zor olacağı söylenebilir.

Dijital edebiyat yazarlığı ve okurluğunun belirli düzeyde teknolojik/dijital bilgi ve beceriler (bilgi okuryazarlığı, medya okuryazarlığı gibi) gerektirmesi, bu bilgi ve beceriye sahip olmayanların yazım, erişim ve paylaşım sorunu yaşayacak olmaları da dezavantaj olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, dijital teknoloji altyapısı ve araçlarında ortaya çıkacak teknik sorunların dijital edebiyat erişim ve paylaşım süreçlerini doğrudan etkilediği de bilinmektedir.

Sonuç

Günümüzde gerek dünyada gerekse ülkemizde dijital edebiyatın ve dijital edebiyat yayıncılığının çok hızlı ve güçlü biçimde ilerlediğini söylemek zordur. E-kitap satışlarının ve yayımlanmış e-edebiyat kitap sayısının ve e-edebiyat platformlarının özellikle Türkiye’de henüz az olduğu bilinmektedir. Yine de ülkemizde ücretli ve ücretsiz erişilebilecek e-edebiyat içerikleri (Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Kütüphanem Cepte” uygulaması, Milli Kütüphane sesli kitap hizmeti, TRTDinle sesli kitap vb.) de bulunmaktadır.

Ancak dijital edebiyat hakkında da içinde bulunduğumuz gerçekliği veri kabul edip, geleceği görmeye çalışarak davranmak gerekir. Gerçekliği görmezden gelemeyiz, kaçamayız. Gerçekliğe ve geleceğe karşı olmak, karşı çıkmak tümüyle duygusal ve anlamsız olabilir. Televizyon radyoyu yok etmedi, dijital yayıncılık da kağıdı ve basılı edebiyatı uzun süre yok etmeyecektir. Basılı edebiyat bir süre daha devam edecek, bir süre daha birlikte yürüyeceklerdir. Ancak dijital edebiyat giderek daha fazla pay sahibi olmaya başlayacak ve belki de edebi yaratım süreçlerine yeni açılımlar ve olanaklar getirecektir. Hazırlığımızı buna göre yapmakta yarar vardır.

Bu arada, dijital edebiyatının geleceği hakkındaki en ilginç futuristik öngörülerden birisi yapay zekâ konusudur. Bu bağlamda, beste yapabilen, resim çizen, yargı kararları verebilen, MR görüntülerini değerlendiren, hastalık tanısı koyan, otomobil-otobüs kullanan, satranç-go oyunlarında dünya şampiyonlarını yenen ve daha birçok yaşam alanında insan zekâsının yapabildiklerini gerçekleştiren yapay zekâ uygulamaları ve yazılımları ile nitelikli yazınsal yapıtların da yazılabileceği öne sürülmektedir. Bu, bir yönüyle ciddiye alınması gereken bir olasılık iken, diğer yandan, edebiyatta duyguların da söz konusu olduğu ve duyguları olan bilgisayar yapmanın, en azından şimdilik olanaklı görünmediği gerçeği rahatlatıcı mıdır acaba? Bir gün “robot yazar-şairlerle” ya da “yazar-şair robotlarla” karşılaşmaz mıyız ki!

Söylemeden edemeyeceğimiz son nokta şudur: İnsanlık ilkin kil tablete yazmış ve ondan okumuştu edebiyatı. Şimdilerde yine tablete, bir tür bilgisayar olan tablete yazıyor ve ondan okuyor. Bilgisayardaki yazı programının adı İngilizce “Word”, yani “sözcük”!

Yoksa başa mı döndük!

Çevrimiçi Kaynaklar:

http://www.on8kitap.com/blog/dijitallesen-nedir

https://bilgitabani.envizyon.com.tr/online-edebiyat-nedir.html/

https://webrazzi.com/2020/07/14/yazarlar-icin-dijital-yayin-platformu-e-debiyat/

https://www.britishcouncil.org.tr/about/press/british-council%E2%80%99%C4%B1n-dijital-edebiyat-platformu-ke%C5%9Ffet-a%C3%A7%C4%B1ld%C4%B1

https://www.gzt.com/post-oyku/dijital-devrim-edebiyatimizi-nasil-etkiledi-3498476

https://www.herkesebilimteknoloji.com/yazarlar/tanol-turkoglu/dijital-edebiyat

https://www.netyazi.com/dijitallesen-edebiyat-ve-elestirihaber-com-ornegi/

https://www.newslabturkey.org/2018/12/14/edebiyatin-dijitaldeki-yuzu-kagit-krizi-ve-dijital-ekonomideki-belirsizlikler-ne-durumda/

Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top