Canan ve Kırmızı Bulut

Canan, “Anne ben acıktım!” diyerek mutfağa koştuğu sırada çoktan uyanmış olmasına ve uzun süredir oynuyor olmasına rağmen geceleği hala üzerindeydi.

Bunu gören annesi: “Sana mısır gevreği vereceğim ama önce giyinmelisin. Birazdan alışverişe gideceğiz. Pantolonunu ve kazağını hazırladım.” der ve Canan’ın kahvaltısını hazırlamak için mutfağa gider.

Canan odasına geri döndüğünde kıyafetlerini kendi başına giyinmek istemez. Hayır, hem de hiç istemez.

Bunun üzerine “Anne, kendim giynemiyorum.” diye seslenir annesine.

Annesi, “Tabi ki de giyinebilirsin.” derken mutfaktan tabak çanakların tıkırtısı gelmeye devam eder.

Canan bu duruma oldukça sinirlenir. Neden her zaman her şeyi kendisi yapmalı ki? Keyifsizce geceliğini çıkarır ve bir köşeye atar. Sonra kazağını  kafasına geçirirken umutsuz bir şekilde sağa sola çekiştirip durur ama bir türlü boğazından geçiremeyince başı sıkışıp kalır. Kazağın içinde nefesi daraldırığı için bunalmaya başlayan Canan, öfkesi ve çaresizliğinin onu ele geçirmeye başladığını hissederek:

“Anne bana yardım et” diye seslenir annesine ama annesi onu duymadığı için yanına gelemez.

Canan bir hışımla kazağı başından çıkarınca bir kolu kazağın içinde kalır. Hızla kolunu çeker ve bir an çıtlama sesi gelir kolundan fakat sonra kurtarır kolunu. Buna çok sinirlenen Canan öfkeyle kazağını bir top haline getirir ve onu bir köşeye fırlatır.

Tüm bu olanlardan sonra bağırarak kendisini yere atan Canan’ın etrafını kırmızı bir bulut sarar. Artık hiçbir şey duymaz ve görmez. Bağırır, çağırır sinirden küplere biner ve etrafına tekmeler savururken kafasını yere çarpar.

“Of, bu çok acıdı!”

Gözlerini açan Canan karşısında kazağını görünce öfkeyle kazağına tekme atar ve bir anda bebek evi yere düşer. Kazağının bebek evinin üzerinde olduğunu bilmeyen Canan bebek evinin kırılıp birçok parçaya ayrıldığını görünce irkilir. Bu güzelim bebek evini isteyerek kırmadığını bildiği için üzülür ve ağlamaya başlar.

Annesi koşarak yanına gelir ve hemen zararı farkederek: “Ah, güzelim bebek evi! Sana bir şey oldu mu Canan?” diye sorar.

Canan başını hayır anlamında salladıktan sonra annesi sırtını sıvazlayarak: “Baban, bebek evini ilk fırsatta tamir edecektir. Hadi, sen şimdi giyin bakalım.” der.

Canan, yutkunur ve onaylayarak başını salladıktan sonra hemen kazağını alır ve giyinir. Artık kazak ona sorun çıkarmaz. Kolayca kafasından kayıp, geçer.

Kırmızı buluta kızgın olan Canan: “Eğer bulut gelmeseydi bebek evi zarar görmemiş olurdu” diye söylenir ve annesi de ona şöyle bir tavsiyede bulunur: “Kırmızı bulut tekrar gelirse yüksek sesle şarkı söyle. Kırmızı bulut şarkı sevmez, hemen kaçar.

Canan onaylayarak başını sallar ve bundan sonra öfkelendiğinde bir şeyleri kırmak yerine şarkı söylemeyi denemesi gerektiğini öğrenir.

Yazar: Annette Paul
Almancadan Türkçeye Çeviren: Rüya Tunçel
Düzeltmen: Semanur Öztürk
Kaynak Metin: (Çevrimiçi) https://ww.leselupe.de/beitrag/jana-und-die-rote-wolke-125312/, 24.01.2021

Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top