“A Christmas Carol” Adlı Eserin Türkçe Uyarlamasının Çocuğa Görelik Bağlamında İncelenmesi

İrem Tunay[*]

Özet

Bu çalışmada, Charles Dickens’ın yazmış olduğu “A Christmas Carol” isimli uzun öykünün çocuklar için yapılan uyarlaması ele alınmıştır. Kitabı incelemeye başlamadan önce, kitabın yazarı ve yazarın yaşadığı dönem hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Yazarın kitabı yazma amacı ve hitap etmek istediği kitle tespit edilmiştir. Ardından kitabın küçük okuyucu için uyarlanmış “Tuhaf Bir Yılbaşı Öyküsü” isimli İş Çocuk Klasikleri baskısı, hem kapağı hem de içeriği bakımından hedef kitlesine uygunluğu bağlamında incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Charles Dickens, A Christmas Carol, Tuhaf bir Yılbaşı Öyküsü, Çocuk Edebiyatı.

Giriş

1812 ile 1870 yılları arasında yaşayan Charles Dickens, XIX. yüzyıl romancılarının en başarılıları arasında sayılabilir. Memur bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen ve orta sınıf bir ailenin mensubu olan Dickens, çocukluk döneminde çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Babası hapishaneye düşünce ailesi zor durumda kalmış ve bunun sonucunda haftada altı şili ücret karşılığında bir depoda işe verilmiştir. Dickens, yaşamının bu dönemini büyük bir yakınma ile hatırlar ve bu yakınmanın sebebi ise orta sınıftan işçi sınıfına düştüğü düşüncesinin içten içe ona hâkim olmasıdır. Buna karşın Dickens, romanlarında ve öykülerinde yoksullara karşı büyük bir sevgi gösterecektir (Urgan, 2010: 982-983).

Dickens’ı, yalnızca “halktan yana” olarak tanımlamak yanlış olur; çünkü yazar, halkın kendisi gibidir. Hippolyte Taine’in yazmış olduğu İngiliz Edebiyatı Tarihi’ne bakıldığında, Dickens’ın toplumsal sorunlara karşı olan tavrının “İyi niyetli olun ve birbirinizi sevin.” cümlesiyle özetlenebileceğini görmek mümkündür (s. 997).

Dickens’ın romanlarında kendini gösteren Victoria Dönemi, 1837-1901 yılları arasını kapsar. Anglikan Kilisesi’nin güçlendiği, dinî açıdan yobazlığın arttığı, çok sıkı cinsel tabuların var olduğu bu dönemde zengin ve fakir arasındaki fark iyice açılmış ve eşitsizlik artmıştır. Dickens ve diğer romancılar, bu eşitsizliği sıkça eleştirmiştir (s. 947-949).

Dickens’ın Victoria Dönemi’nin sorunlarını kapsayan eserlerinden biri, “A Christmas Carol” isimli eserdir. Yazar, bu kitabını 1843 yılında kaleme almıştır (Kleeberg, 2013:33). Bu eserde, Dickens’ın “bir midye gibi gizli, kendi benliğinin içine kapalı ve yalnız” diyerek tanıttığı Scrooge’un bir gecedeki değişimi anlatılır. Birçok açıdan hiç inandırıcı olmayan bu hikâye, Dickens’ın anlatım gücüyle bambaşka bir hâl alır. Edinburg Review’un hiçbir şeyi beğenmeyen eleştirmeni Lord Jeffrey, bu öykünün Hıristiyan ülkelerinde verilen tüm vaazlardan daha etkili bir ahlâk dersi içerdiğini söyler (Urgan, a.g.e: 1010-1011).

Dickens, Victoria Dönemi’nde var olmayan çocuk haklarının büyük bir destekçisidir. İlginçtir ki başta “A Christmas Carol” isimli eserin, yazarın çocuk işçiliğinin acımasızlığı üzerine olan gözlemleri hakkında “Yoksul Adamın Çocuğu Adına İngiltere Halkına Bir Çağrı” başlıklı bir küçük kitapçık olması amaçlanmıştır (Cook Jr.’dan aktaran Nerz, 2017: 6). Daha sonra Dickens’ın bu fikri, Victoria toplumunda yardımseverlik ve nezaket gibi insanî duyguların uyanışını sağlamaya yönelik bir uzun öykü yazmaya dönüşmüştür (Nerz, a.g.e: 6).

Kitabın kimin için yazıldığını incelediğimizde, hedefteki okuyucu kitlesini tespit etmek mümkündür. Victoria Dönemi’ndeki sorumluluk sahibi ebeveynler, çocuğun kişiliğinin temelini oluşturan değerleri zorla yerleştirmek ve Tanrı korkusuyla yaşamanın erdemlerini çocuğa aşılamak zorundaydı. Kötülüğün cezalandırıldığı ve iyiliğin ödüllendirildiği bir anlayış söz konusuydu. İngiltere’deki çocuk yazınında var olan didaktik masallar, Orta Çağ’dan beri varlığını devam ettirmekteydi. Fakat bu masallara yeni bir şey eklenmişti; öyküler çocuklar için resimlendirilmiş, yalnızca bir ders vermesi amaçlanmamış, eğlendiren bir yön taşımaları da önemsenmişti (Meyer, 1999: 205). Dickens’ın dönemindeki bu tabloya baktığımızda, çocuklara yönelik bir yazına ilgi duyulduğunu söylemek mümkündür fakat bu uyanan ilgiye Dickens’ın da katıldığını söylemek doğru olmaz. Onun asıl amacı; dönemin adaletsizliklerini eleştirmek, halktan yana bir tavır takınmak, erdemleri aşılamak ve çocuklara yapılan zulme dikkat çekmek olmuştur. Onun kitlesi, ders alması gereken herkestir.

Bu bilgiler ışığında, “A Christmas Carol” isimli eserin Türkçe uyarlamasının çocuklar için ne kadar uygun olduğunu inceleyeceğiz.

“Tuhaf Bir Yılbaşı Öyküsü” / Charles DICKENS (Uyarlayan: Sevgi ATLIHAN) – İş Çocuk Klasikleri

Eserin, “Tuhaf Bir Yılbaşı Öyküsü” isimli Türkçe uyarlamasını incelemeye kitap kapağından başladığımızda kapağın çocuklar için dikkat çekici olarak tasarlandığını söyleyebiliriz. Bu ilgi çekici görüntüye karşın görselde, metnin içinde ön planda olmayan bir çocuk karakter ile yaşlı bir adam olan ana karakterin yer aldığını görmekteyiz. Bunun yanıltıcı olduğunu söylemek mümkündür. Kitabı almadan önce yalnızca kitap kapağını inceleyen bir çocuk okur, metin boyunca bir çocuk karakterin ona eşlik edeceğini düşünebilir. Oysa kitapta, bu ihtiyacı karşılayan bir çocuk karakter yoktur.

Ayrıca kapakta “İş Çocuk Klasikleri” yazarken kitabın içinde “Orijinal İngilizce metinden genç okurlar için uyarlanmıştır.” yazmaktadır. Bu tanımlamalar, okuyucu kitlesinin kim olduğuna ilişkin ve de yaş grubuna yönelik bir belirsizlik yaratmaktadır.

Uyarlamada, bu yazının dışında tuttuğumuz ama kitabın orijinalinde yer alan kadınlara yönelik var olan eril bakış açılı ifadelerin çıkarılmış olduğunu görüyoruz. Bunun, uyarlamanın en başarılı yönü olduğu fikrindeyiz.

Uyarlama metindeki  “Noel” kavramının “Yılbaşı” olarak değiştirilmesinin ise metnin asıl amacını ortadan kaldıran unsur olduğunu düşünmekteyiz. Bu iki kavram, aynı şeyi temsil etmez. Yazar, Noel Bayramı öncesinde insanlara yardımlaşmayı ve birlik olmayı teşvik etmek için bu metni kaleme almıştır. Bir bakıma metin, dinî bir mesaj taşımaktadır. Metnin içinden Noel kavramını çıkarıp yerine yılbaşı kutlamasını getirdiğimizde, metindeki uhrevî olaylar dizisinin anlamını yitirdiğini söylemek mümkün olur. Metindeki olay, yeni yıla girmeden önce geçen bir olaydan ibaret değildir; metin, bayram arifesinde iyiliği ve doğruluğu seçmiş bir karakter üzerinden insanların ibret almasını amaçlar. Bu sebeple uyarlamadaki bu değişimin, Türk kültürü içinde yetişmiş çocuklara uygun olma niyeti güderken metnin vermek istediği asıl mesajın önüne geçtiği kanısındayız.

Bunların dışında, metnin dilinin oldukça sade ve küçük okuyucu için anlaşılır olduğunu düşünmekteyiz. Dil bakımından çocuklara uygun olan bu metnin, konu bakımından incelendiğinde aynı niteliği taşımadığı söylenebilir.

Victoria Dönemi sorunlarına parmak basan ve barındırdığı uhrevî karakterlerle toplum eleştirisi yapan bir eserin, çocuğa yönelik bir eser olamayacağı ifade edilebilir. Bu nitelikleri taşıyan bir metin, tarih bilgisine sahip olan bir yetişkine yönelik olabilir. Neydim, tarih bilgisine sahip olmayan çocuk yaştaki bir okur kitlesine eski eserleri aktarabilme düşüncesiyle uyarlama eğiliminin ortaya çıktığını söyler (2020: 863). Fakat uyarlanan metnin temeli, Victoria insanlarına yönelik bir kıssa niteliği taşıdığı için bu tarihî ögelerin metinden tamamen ayrılması mümkün olmamıştır. Metnin uyarlanmış hâliyle de varlıklı insanların düşkün insanlara maddî yardımda bulunması gerektiği üzerine kurulu didaktik bir eser olduğu kanısındayız.

Demir, çocuk edebiyatını “çocuğa görelik” kavramı üzerinden tanımlamanın edebiyat tarihi içinde -çocuklar için yazılmadığı hâlde- çocuğa göre olduğu düşünülen eserlerin de bu edebiyat içinde değerlendirilmesini beraberinde getirdiğini ifade eder (2019: 1012). Fakat çocuklara hitap eden metinlerin içinde onların empati kurabileceği ve kitap bitene kadar onlara eşlik edebilecek bir karakterin olması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu nitelikleri taşımayan bir metnin, uyarlanmış hâliyle de çocuk ile bir bağ kuramayacağı görüşündeyiz.

Eserde üstünkörü bahsedilen çocuklardan biri, hasta bir çocuk olan Küçük Tim’dir. Küçük Tim, öne çıkan ve diyalog kuran bir karakter değildir. Ayrıca Scrooge, kendi çocukluğuna doğru zaman yolculuğu yaptığı bir bölümde kendisinin ve kız kardeşinin çocukluğunu görür. Bu kısım, onun ne kadar üzücü bir çocukluk geçirdiğini gösterebilmek için uzaktan anlatılır. Diğer çocuk karakter ise kitabın ana karakteri olan Scrooge’un, kasaptan hindi aldırdığı çocuktur. Bunlar dışında, bir ortam tasvir edilirken oyun oynayan çocuklardan bahsedilir fakat bu çocukları da karakter olarak değerlendiremeyiz. Sonuç olarak metindeki çocuk karakterlerle doğrudan bir bağlantı kurmak mümkün olmamaktadır.

Her edebî eser, bir hedef kitlesine sahiptir. Eser, bu hedef kitlesine belirli iletiler gönderir. Çocuk edebiyatı ürünlerinin hedef kitlesi de çoğunlukta olarak çocuklardır. Bu sebeple bu edebiyatın ürünleri; çocuklara doğru davranmayı, toplumsal kuralları öğretmeyi, erdemli davranışlar kazandırmayı ve çocuğu hayata karşı hazırlamayı amaçlamalıdır (Arseven, 2005:42). Uyarlanan metin, yardımlaşma konusunda çeşitli dersler veriyor olsa da bu ileti doğrudan “zengin yetişkinlere” yönelik bir çağrıdır. Bu metni okuyan çocuğun, o anki hayatına etki edebilecek bir yardımlaşma çağrısı yapılmamaktadır. Bu sebeple kıssadan hisse içeren her hikâyenin, her fantastik eserin ve her süslü kapağın çocuklar için uygun olmadığı kanısındayız.

Kitapta, cimri ve huysuz bir yaşlı adam olan Ebenezer Scrooge’un bir zaman yolculuğu sâyesinde nasıl değiştiği işlenmektedir. Scrooge, Noel arifesinde üç hayalet tarafından ziyaret edilir. Bu hayaletler; Geçmiş Yılbaşının Hayaleti, Şimdiki Yılbaşının Hayaleti ve Gelecek Yılbaşının Hayaleti’dir. Scrooge, bu hayaletler tarafından manevî bir yolculuğa çıkarılır. Yaşlı adam; geçmişini, bugününü, eğer olduğu insan olmaktan vazgeçmezse sonunun nasıl olacağını bir film şeridi gibi izler. Yolun sonunda, kendi hayatına geri döner ve yardımsever bir insan olmaya karar verir.

Hikâyeyi okuduğumuzda, metnin okuyucuyu iyiliğe ve yardımseverliğe iten bir kurgusu olduğu görülmektedir. Bu olumlu ana fikrin altında, çocuklar için pek çok olumsuz iletinin var olduğunu görmekteyiz. Bu olumsuz iletileri, kitapta öne çıkan bazı karakterler üzerinden aktarmayı uygun bulmaktayız.

Jacob Marley’in Hayaleti (Ebenezer Scrooge’un Eski Ortağı):

Scrooge, soğuk ve karanlık bir gecede eski ortağının hayaleti tarafından ziyaret edilir. Dehşete düşen Scrooge, arkadaşına bu ziyaretin sebebini sorar. Zincire vurulmuş bir hayalet olan Marley, Scrooge öldükten sonra onun ruhunun da zincire vurulabileceğinden bahseder fakat Scrooge için hâlâ bir şans vardır. O, eğer yönünü değiştirir ve iyi bir insan olursa ruhu zincire vurulmayacaktır. Ortağının hayaletini bütünüyle saran zincirden; para kasaları, anahtarlar, asma kilitleri, hesap defterleri, senetler ve çelikten yapılmış ağır cüzdanlar sarkar. Cimrilik, zincirden sarkanlarla sembolleştirilmiştir. Bu noktada metin kendi içinde çelişir. Metnin başında düşkünler için yardım toplayan insanlar, Scrooge’un da eski ortağı Marley kadar yardımsever olduğunu umduklarını söyler. Buna rağmen Marley’in hayaleti, yaşarken kimseye yardım etmediği için büyük bir pişmanlık içindedir.

Bu noktada, karakterin niçin pişman olduğunu sorgulamak gerekir. Öldükten sonra ceza ile karşılaştığı için yaptıklarından pişman olmuş bir karakterin var olduğunu görmekteyiz. Çocuğu, bu karakter üzerinden eğitmenin ve disipline sokmanın mümkün olmadığı kanısındayız. “Disiplin anlamında otorite, birçok ailede cezalandırma ile eş anlamda algılanmaktadır. Halbuki disiplin, çocuğa istenilen davranış ile alışkanlıkları öğretmek ve kendi kendini denetleme ya da iç denetim demek olan ahlâk gelişimini sağlamaktır. Bu da dıştan gelen bir zorlamayla olmaz. Önemli olan içselleşmiş bir sorumluluk duygusunun oluşturulmasıdır.” (Başkurt, 2002: 125). Bir bilgiyi, sorgulama yapmadan kavramak ve tam anlamıyla öğrenmek mümkün değildir. İnsan; bir şeyleri öğrenmek, anlamak, gelişmelere uyum sağlayabilmek ve mutlu olmak adına sorgulama yeteneklerinden faydalanır (Güneş, 2016: 192). Fakat bu karakter, sorgulayarak ve özümseyerek iyiliğe ulaşmış birini temsil etmez; ceza görüp pişman olmuş birini yansıtır. Bu karaktere göre iyilik, eğer sonunda bir ödül varsa değerlidir; kötülükse sonunda bir ceza olduğu için kötüdür. Ceza ve korkutma ile kimseye iyiliğin özümsetilemeyeceği görüşündeyiz. Bu karakterin kurgulanmasındaki asıl amaç, zengin tabakanın ezilen ve sömürülen halka yönelik yardımsever bir tutum sergilemesini sağlamaya çalışmaktır.

Geçmiş Yılbaşının Hayaleti, Şimdiki Yılbaşının Hayaleti, Gelecek Yılbaşının Hayaleti:

Bu üç karakter, Scrooge’un manevî yolculuğuna eşlik eder. Geçmiş Yılbaşının Hayaleti, şefkatli bir tutuma sahiptir ve yaşlı adama eski hâlini hatırlatma amacı güder. Bu hayalet, hem çocuk hem de yaşlı bir insan gibi görünür ve karakterin tüm yaşam çizgisini sembolleştirmiş olur. Scrooge, bu hayaletle birlikte bir zaman yolculuğuna çıkar ve geçmişini bir film gibi izlemeye başlar. Onun zor geçen çocukluğunu ve iyi kalpli patronu Fezziwig’in yanında geçirdiği günleri ziyaret ederler. Scrooge’u para hırsına karşı uyaran, onun değiştiğini söyleyen ve onu terk eden nişanlısını da görürler. Burada hayatın akışına uymayan durum, kalbi buz kesmiş olarak tanıtılan Scrooge’un daha ilk yolculukta değişim göstermeye başlamasıdır. “Değişimin getireceği korku ve belirsizlik, insanın çoğu zaman değişime direnç göstermesine neden olur. Değişmek, çaba ister; düşüncede ve davranışta hareket gerektirir. Birey ise değişime karşı rahatlık ortamını bırakmak istemez. Sıkıntı verse de birey, sorunlarıyla yaşamaya alışmıştır.” (Sezen, 2015: 10). Oysa Scrooge, yaptıkları için hemen pişmanlık duymaya başlamış ve yenilenmeye açık bir tutum sergilemiştir. Çocuklara uygun olduğu düşünülen bir kitapta, değişim konusunun ve hatadan dönüşün bu kadar kolay ve çabasız gerçekleşmiş olması sorgulanmalıdır. Bu durum, çocuk okuyucuyu hatalar karşısında içsel hesaplaşma yapmaktan alıkoyacak ve değişim gösterebilmek için dışarıdan bir yardıma ihtiyacı olacağına inandırabilecektir.

Şimdiki Yılbaşının Hayaleti; elinde bir meşale tutan, koyu yeşil bir cübbe giyen, dev cüsseli bir hayalettir. Çevresinde, tüm odayı dolduran leziz yiyecekler vardır. Yazar, bu yiyeceklerle ve dev hayaletin yeşil cübbesiyle Noel ruhunun cömertliğini ve coşkusunu sembolleştirmek istemiştir fakat metnin uyarlamasında bu Noel temasının etkisini yitirdiğini düşünmekteyiz.

Scrooge, bu hayaletle ikinci yolculuğuna başlar. Böyle günlerde zenginlerin evi yiyecek ve hediyelerde dolup taşarken fakirlerin yaşam mücadelesi vermesinin sorumlusu olarak hayaleti suçlar. Aldığı cevap çok dikkat çekicidir: “Şu ölümlü dünyanızdaki her şey sizin eseriniz. Bu dünyayı sadece insanoğlu şekillendirdi ve yaşamlarınızdaki iyi ya da kötü her şey sadece kendi eseriniz. Sorumluluğu başkalarına yıkmaya ne kadar heveslisiniz!” (Dickens, 2019: 46). Yazarın, bu hayaleti kullanarak insanlığa ciddi bir eleştiri yönelttiğini görmekteyiz. Bu eleştiriyi kavrama ve sindirme sorumluluğunun, çocuktan önce yetişkinin sorumluluğu olduğunu söyleyebiliriz.

Ayrıca hayaletin cübbesinin altında iki çocuk vardır. Bu çocuklar; kirli, bakımsız, ürkütücü ve şeytanî bir görüntüye sahiptir. Hayalet bu çocukları, “insanlığın çocukları” olarak tanıtır. Erkek olan çocuğun adı “Cehalet”, kız olan çocuğun adıysa “Yoksulluk”tur. Hayalet, özellikle erkek çocuğuna yani cehalete karşı uyarıda bulunur. Burada derin anlamlı bir sembol kurulmuş ve halk cehalete karşı uyarılmıştır. Bu uyarının muhatabı da doğrudan yetişkindir. Nitekim hayalet de bu iletiyi yaşlı bir adam olan Scrooge’a vermiştir.

Gelecek Yılbaşının Hayaleti ise korkutucu ve hiç konuşmayan bir hayalettir; yaşlı adama, eğer iyi biri olmazsa yalnız başına öleceğini gösterir. Bu yolculuk, Scrooge için çok acılı geçmiştir. Scrooge, ölümünden sonra arkasından nasıl konuşulacağını görür. İş adamları, Scrooge’un cenazesine ancak yemek verilirse katılacaklarını söyleyip gülüşür. Hatta ona “yaşlı iblis” derler. Çamaşırcı kadın ve Bayan Dilber, Scrooge ölüm döşeğindeyken onun eşyalarını çalar. Çamaşırcı kadının gözü o kadar dönmüştür ki Scrooge’un cenazesine giydirilecek olan gömleği dahi çalar. Daha önce Scrooge’a borçlanan bir çift, onun ölümü ile rahatlar. Yazar, Scrooge’un çevresindekilerin bu olumsuz davranışlarını anlatır fakat onları hiç eleştirmez. Scrooge’u bu insanların davranışının en büyük sorumlusu olarak gösterir ve onun bütün bunları hak ettiğini anlatmaya çalışır. Scrooge’un çevresindeki insanlara karşı hoş bir tutumunun olmadığı çok açıktır fakat çevresindeki insanların davranışlarının da onunkilerden aşağı kalmadığını görebiliriz.

Bu kadar acımasız eleştirilere ve tepkiye maruz kalan Scrooge’u, en çok bu tutumlar korkutur ve üzer. Burada çocuk okuyucu, karakterin kendisi hakkında düşünülen her şeyi tartmadan kabul edip hemen değiştiğini görür. Scrooge’un değişimi, kitapta derinlemesine işlenmediği için bu kısmın çocuk okuyucuya kendisi hakkında yapılan eleştirileri nasıl bir süzgeçten geçirip kabul edeceği konusunda yanlış bir ileti gönderdiğini düşünmekteyiz.

Bob Cratchit:

Bob, Scrooge’un yanında çalışan bir kâtiptir. Scrooge’dan hak ettiği parayı alamaz ve evini geçindiremez. Scrooge, o kadar cimridir ki ofisi ısıtmaya yetecek kadar kömür kullanmaz. Zavallı kâtip, ofisteyken hep üşür ama bütün bunlara rağmen patronuna tepki göstermez; daima güler yüzlüdür. Muhteşem bir karakter olarak gösterilen Bob, aslında pasif ve muhtaç bir işçiyi temsil eder. Bob’un bu davranışının, yalnızca patronuna muhtaç olması ile ilgili olmadığını düşünmekteyiz. Bu karakterin Scrooge’a karşı daima kibar ve anlayışlı olması hatta patronu yanında yokken dahi eşine karşı onun hakkında olumlu konuşması, onun bilinçli olarak yaratılmış bir karakter olduğunu düşündürmektedir. Yazarın, Bob’un olası bir isyanıyla zengin tabakaya karşı olumsuz bir işçi profili çizmesinden çekindiği kanısındayız. Bob’un bu şekilde kurgulanma sebebinin okuyucuya emekçi sınıfı sevdirmek olduğunu düşünmekteyiz.

Bob’un haksızlığa karşı pasif tutumu, Scrooge’un kitabın sonunda Bob’un hasta oğlu Tim’in iyileşmesini sağlaması ve bu aileye yardımcı olmasıyla ödüllendirilir. Bu ödüllendirmenin çocuk okuyucuyu pasifliğe yönlendirdiğini ve okuyucuya haksızlığa karşı bir tepki göstermek yerine sadece sabırla beklemeyi telkin ettiğini düşünmekteyiz.

Ebenezer Scrooge:

Scrooge, çok huysuz ve cimri olan bir adamdır. Her şeye olumsuz tepki verir. Hayaletlerle çıktığı yolculuktan sonra yaptıklarından pişmanlık duyar ve iyi biri olmaya karar verir. Bize göre bu karakter, bu anlatılanlarla sınırlı değildir.

Scrooge’un; iyi olmaya zorlanmış, manipüle edilmiş, korkutulmuş bir adam olduğu kanısındayız. Geçmişiyle ele alındığında küskün ve umutsuz olarak niteleyebileceğimiz bu karakter, bir iyilikle karşılaşıp yön değiştirebilirdi ve kötülükten iyiliğe geçişi gelgitlerle dolu olabilirdi fakat yazarın tercih ettiği değişim çizgisi bu olmamıştır.

Scrooge, önce ortağı Marley’in hayaleti tarafından korkutulur. Verilen bu korkunun temelinde, ölümden sonraki hayat vardır. Scrooge, geçmişi ve şimdiki yaşantısıyla yüzleşince değişim göstermeye başlamış ve sevilmemenin acısını hissetmiştir. En sondaysa ölümünün toplum tarafından nasıl değerlendirildiğini görünce korkmuştur. Yazarın, “korkutma ve cezalandırma ile iyiliğe götürme” üzerine bir kurgu oluşturduğu söylenebilir. Karakterin iyiyi seçme sebebi olarak ölümden sonraki hayat, yalnızlık, sevilmemişlik duygusu ve çevre baskısı gösterilebilir. Bu yaşlı adama şefkat ve anlayışla yaklaşan iki kişi vardır. Bunlar, kâtibi Bob ve yeğeni Fred’tir. Scrooge, diğerlerine göre daha anlayışlı olan bu karakterlerin yaklaşımı yerine onu korkutan davranışlar sonucunda değişmiştir.

Scrooge, çok zengin bir adamdır. Çevresinden iyilik yolunu tercih etmesi üzerine gördüğü baskıların, “Elindekini bizimle paylaş.” iletisini taşıdığı görüşündeyiz. Scrooge, metnin orijinalinde hapishanelere ve dârülacezelere yardım ettiğini ifade eder. Hatta ondan bağış isteyenlere, bunun kendisi için bir yük olduğunu söyler. Aslında bu yardımlara yük demesinin sebebi cimriliğidir. Bu cimriliğine rağmen bağışlarda bulunur ancak ondan daha fazla yardım etmesi istenir. Uyarlamaya geldiğimizde ise Scrooge’un kendi doğrularına göre yardım yaptığını söylediği kısım tamamen çıkarılmıştır. Bu durum, onu daha sert ve huysuz bir karakter hâline getirmiş ve gösterdiği değişim inandırıcılığını iyice kaybetmiştir.

Güler yüzlü ve yardımsever olmanın, Scrooge için yaratılmış bir kalıp olduğu fikrini taşımaktayız. O, bu kalıba girmeye zorlanır. Metinde, hem fakir hem de kötü birinin iyiliğe davet edilmediğini görürüz. Çünkü fakirin iyiliği, yalnızca manevî boyutta kalacaktır ve bu da yazarın vermek istediği “Yoksullara yardım edin.” çağrısına gölge düşürecektir. Örneğin çamaşırcı kadın ve Bayan Dilber, hırsızlıklarına rağmen yazar tarafından iyiliğe davet edilmez. Çünkü onlar, yaşlı adamdan intikamlarını almaktadır ve insanlara faydalarının dokunabileceği hiçbir şeye sahip değildir.

Bütün bu olumsuz iletilerin, çocuğa yönelik metinlerde bulunmaması gereken unsurlar olduğu fikrindeyiz. Bu unsurların hiçbirinin bir çocuğun hayatına doğrudan dokunamadığını, bir çocuğa estetik bir zevk kazandıramadığını ve bir çocuğu harekete geçiremediğini düşünmekteyiz.

Seçtiğimiz karakterler üzerinden yaptığımız tahlilde, yazarın iyilik ve kötülük üzerine oturttuğu karakterleri kendi hayat görüşünü pusula ederek oluşturduğunu söylemek mümkündür.

Sonuç:

                   Kitap; içinde sosyal eleştiri barındıran, yetişkinlerin anlayabileceği, sorgulayabileceği, empati kurabileceği düzeyde bir eserdir. Eserin uyarlaması, bu durumu değiştirmez. Ayrıca uyarlamada Noel Bayramı’nın “Yılbaşı” olarak ele alınması, bazı eril bakış açılarının ortadan kaldırılması ve metin dilinin sade olması da onu çocuğa uygun hâle getirmek için yeterli olmamıştır.  Hatta kitabın orijinalinde var olan ama uyarlamada olmayan bazı noktaların kaldırılmasının metnin kurgusunu sarstığı söylenebilir.

                   Yazar, kitap boyunca iktidar konumundadır. Çocuk karakterler de yazarın gözüyle anlatılmaktadır ve çocuk okuyucunun metin boyunca birlikte yürüyebileceği bir karakter yoktur. Yazarın hedef kitlesi “zengin yetişkinler” olarak tanımlanabilir. Metin, bu gruptaki yetişkinlere yönelik kıssa türüne benzer nitelikler taşıyan didaktik bir eserdir.

                   Kitaptaki bazı karakterler çocuğa yanlış iletiler göndermektedir. Karakterler, korkutma ve dışlama ile ana karakteri eğitmeye yönelik tutumlar sergiler ve ana karakter de hiçbir zorlanma yaşamadan değişir. Bu durumun, çocuk okuyucuya yönelik yanlış bir örnek teşkil ettiğini düşünmekteyiz.

İNCELENEN KİTAP:

  • Dickens, C. (2017). Tuhaf Bir Yılbaşı Öyküsü (Uyarlayan: Sevgi ATLIHAN), İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları İş Çocuk Klasikleri.

KİTAP KAPAĞININ ALINDIĞI URL

KAYNAKÇA:


[*] Öğrenci. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı.

 iremtunayy@gmail.com

Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top