1. Sayı

Sözelti Yola Çıkarken

Tam on yıl önce başlamış bir sevdaydı çocuk ve gençlik edebiyatı alanında bir dergi çıkarmak.  Popüler bilimsel bir dergi olsun diye düşledik durduk. Bu dergi çalışmasının hem edebiyat hem de inceleme, özellikle eleştiri ve araştırma içermesi de önemliydi. Açık söylemek gerekirse böyle bir dergi yoktu ve bu boşluk uzun yıllardır doldurulamadı. Var olan dergiler tanıtım […]

1. Sayımızda

Çocuk ve gençlik edebiyatına dair inceleme, araştırma ve eleştiri yazılarını; çocuk ve gençlik öykülerini barındıran dergimiz ilk sayısıyla siz değerli okurlarımızla buluşmaya hazır. Aynı zamanda çocuk ve gençlik edebiyatını bütün alanları ve eyleyenleriyle değerlendirmeyi hedefleyen dergimiz, çocuk edebiyatı yazarlarının, akademisyenlerin, çevirmenlerin, editörlerin ve çizerlerin görüşlerine yer veriyor. Çocuk gerçekliğinden başlayarak cinsiyet eşitliği, çocuk yazını, resimli

Astrid Lindgren’in Pippi Uzunçorap Romanına Çocuk Gerçekliği ve Cinsiyet Eşitliği Açısından Bakış

Necdet Neydim Astrid Lindgren Pippi Uzunçorap romanını kızının onuncu yaş günü armağanı olması için yazdı. Ama kitap daha sonra ona büyük bir ün sağladığı gibi edebiyat dünyasına öncü bir roman ve roman kahramanı armağan etti. Lindgren 1907 de  İsveç’in Vimmerbery kentinde doğdu. İlk öyküsü 1940 ta, 1945 te de ünlü kitabı Pippi Uzunçorap yayımlanmış oldu.

Çocuk Yazını Ve Çevirisi

Asalet Erten Özet Çocuk yazını ve çevirisi, kuramları, yayıncılığı, pazarlaması, eğitimi ve eleştirisi olan bir özel alandır. Çocuk kitabı yazmak kolay gibi görünse de öyle değildir. ‘Çocuğa görelik’ kavramı çocuk kitaplarının özünü teşkil eder. ‘Yetişkin-çocuk’ çift okur kitlesine hitap etmesinden dolayı yetişkin yazınından ayrılır. Göz ardı edilmemesi gereken bir başka nokta da zamanımız çocuk okurlarını

Çocuk Edebiyatında Çocuk Gerçekliği

Erkan Çer Çocuk edebiyatının öznesi “çocuk” olduğuna göre, kekemeliğini gidermek için uzun zaman ağzına çakıl taşı koyarak konuşan ve sonunda söz söyleme ustadına dönüşen Demosthenes gibi, çocuk edebiyatı yazarlarının da sürekli olarak yapıtlarında çocuğun kendisini öncelemesi gerekir. Başka bir söyleyişle, çocuk kitaplarının içerik, tasarım ve eğitsel özelliklerinin hedef kitlenin düzeyine uygun olması beklenir. Çocuk edebiyatı

1970’ler Türkiye’sinde Çocuk Okur Olmak

Büşra Yaman Anadolu’da gezici kütüphane (Kaynak: Pinterest) Çocuk okuryazarlığının izini sürerken aklımıza gelebilecek ilk kaynaklardan biri eğitime dair istatistiklerdir. 1970’ler genel itibariyle çocuk nüfusunun genel nüfusun neredeyse yarısını oluşturduğu, çocuk nüfusunun ağırlıklı olarak kırsal bölgelerde yaşadığı ve ülke çapında okullaşma oranının artırılmaya çalışıldığı bir on yıla tekabül eder. Bu dönemde 5 yıllık ilkokul eğitimi zorunlu

Bilim İnsanlarının Aradığı İksir Gizli Bahçe’de Mi Saklı?

Ali Ölmez Mavi gezegen olarak nitelendirilen Dünya’da, nefes alıp yarınlara uyanabilmeye imkân tanıyan mucizevi ve muazzam bir yaratılışın eseri olan doğa, insanoğlunun vazgeçilmez bir parçasıdır. Doğada var olan flora ve faunaya ait her türlü biyoçeşitlilik, insanın hayatta kalabilmesini borçlu olduğu eşsiz canlılardır. Onlarsız bir hayatın mümkün olamayacağı gerçeği, insanların soylarını devam ettirebilmesi için onlara duyduğu

Resimli Çocuk Edebiyatında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar

Nurgül Şenefe Çocukken kitap okumaktan çok hoşlanmadığımı sanırdım, ta ki doğru kitap elime geçene kadar… Bir çocuk, okuma sevgisini ve alışkanlığını gerçekten okuma yazma öğrendikten sonra mı kazanır? Elbette hayır! Çocuğun okuma sevgisi ve alışkanlığı, okul öncesi dönemde başlar. Çocuğun dünyaya geldiği andan itibaren her ayına ve yaşına uygun formatta olan kitaplarla başlayan bu yolculukta,

“Gökyüzü Ne Kadar Yüksek?” Kitabının A. J. Greimas’ın Göstergebilimsel Çözümlemesi ile İncelenmesi

Duygu Aydın Gönül Duyuşsal, bilişsel, dilsel, sanatsal ve kişilik gibi çocuğun çok yönlü gelişimine katkı sağlayan çocuk edebiyatı,  çocuğun gelişimsel özellikleri ve edebiyatın nitelikleri gözetilerek oluşturulan ürünleri kapsamaktadır. Bu sebeple çocuk edebiyatı metinlerinin de yazınsal metinlerin; çokanlamlılık, örtük ileti içerme, estetik bütünlük gibi temel özelliklerini taşımaları beklenmektedir. (Sever, 2000, s. 41; Dilidüzgün, 2000, s. 256;

Çocuk ve Gençlik Edebiyatında “Anlatıcılıktan Youtuberlığa” Bir Dönüşümün Kıyısında

Melisa Ayşegül Çal Yağan karın sükûneti ölümün sessizliğiyle birleşince zaman mefhumu tamamen ortadan kalkmakta, sonsuz sessizlik bireyi her bir zerresiyle sarıp sarmalamaktadır. Zamanın hiçbir formunun var olmaması ya da dönüşüme uğramış zamansal ve mekânsal uzamın birbiriyle sonsuz döngü içerisinde bir harmoni oluşturması; ya ebedi bir istirahatte ya da edebi kurguda mümkün olmaktadır. Edebiyat ve ölümü

Türkiye’de Gençlik Edebiyatı ve Distopik Gençlik Romanları

Meltem Kılıç Çocuk ve gençlik edebiyatı, birçok ülkede ilgi gören ve sıkça ele alınan bir alan olsa da Türkiye’de ancak 1990 sonrası dönemde önem kazanmaya başlamıştır. Çocuk edebiyatı üzerine yapılan araştırmalar, gelişme gösterirken gençlik edebiyatı üzerine yapılan çalışmalar, yeterli düzeye ulaşmamıştır. Oysa gençlik edebiyatının gelişimi de en az çocuk edebiyatının gelişimi kadar önemlidir.             Henüz

Çocuk Edebiyatı ve Çeviri

Cecilia Alvstad Bir metin türünü değil de hedef okurun çocuklar olduğunu vurguladığından bazı araştırmacılar “Çocuklar için Çeviri” ya da “Çocuklar için Çeviri Yapmak” gibi isimler kullansa da bu çalışma alanı için hâkim olarak kullanılan isim “Çocuk Edebiyatı Çevirisi”dir. Çocuk edebiyatı çevirisini diğer alanlardan ayıran bir dizi özellik vardır. Bu özellikler arasında araştırmacıların en çok üzerinde

Sürdürülebilirlik ve Çevre Eğitiminde Önemli bir Araç Olarak Çocuk Edebiyatı

Lea BaratzHanna Abu Hazeira Özet Çocuk edebiyatı, edebiyat ve toplum arasında etkili bir bağlantının mümkün olması halinde, bunun öncelikle ve kendiliğinden çocuk edebiyatında ortaya çıkacağı düşüncesine dayanan bir yaklaşımla, önsezi temelli olarak kullanılır ve sınıflandırılır. Çocuk edebiyatı çoğunlukla amaç odaklıdır ve hedefleri arasında sosyokültürel değerlerin asimilasyonu vardır. Eğitim fakültelerinde çocuk edebiyatı üzerinde yapılmış çalışmaların süresi

Ölüm

Alina Behrend Ölüm, ölüm korkusunu ve büyüleyici etkiyi aynı anda doğurur. Ölümün kaçınılmazlığı ve kesinliği ile ölüm zamanının ve şeklinin belirsizliği korkuya neden olur. İnsanın ölümle ilişkisini şekillendiren pek çok kültürel, sosyal, dini ve mitolojik kavram; teoriler ve gelenekler büyüleyici bir etkiye yol açar. Ölümü ele almanın merkezinde yaşamın ve ölümün anlamı, ölümden sonra olası

Gizli Bahçe: COVID-19 Sürecinde İyileşilebilecek Yer

Tiffani Angus[1] Frances Hodgson Burnett’in 1911 tarihli çocuk kitabı Gizli Bahçe, bir kez daha sinemaya uyarlanmıştır. Eleştirmenler, iyileştirme gücüyle ilgili olan filmin tam zamanında ortaya çıktığını söylemektedir. The Telegraph ise söz konusu filmi “mucizevi COVID panzehiri” olarak nitelendirmektedir. Kitabın daha önceki film versiyonları 1919, 1949 ve 1993 yıllarında yapılmıştır. Ne var ki, yapılan uyarlamalardan bu

Tüm Zamanların En İyi 10 Fantastik Gençlik Edebiyatı Eseri

Her ne kadar öğretmenleriniz size Moby-Dick veya Büyük Umutlar gibi klasikleri okutmuş olsa da, kalbinize en çok dokunan kitapların çoğu gençlik yıllarınızda okuduklarınızdır. Yeşilin Kızı Anne’deki kandırıkçı Anne Shirley ile ilk karşılaşmasını kim unutabilir? Yahut Harry, Hermione ve Ron’la geçen yılları? Yahut Açlık Oyunları’nı uluslararası bir hadise haline getiren çığır açan, göz alıcı sahneleri? Neyse

Renate Welsh’in Yapıtlarında Genç Kız ve Kadın Figürlerinin İncelenmesi

Réka Dankó-Kovács Avusturyalı yazar Renate Welsh, önceki dönemlere ait masallara özgü çocukların dünyasındaki idilleri çözümleyerek ve sosyal etkileri yazmaya başlayarak, 70’li yıllarda çocuk ve gençlik edebiyatı alanında esaslı dönüşüm sağlayan yazarların önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Yazar, Geschichten Hinter den Geschichten [Hikâyelerin Ardındaki Hikâyeler] başlıklı otobiyografik yapıtında, yeni edebiyatın nasıl olması gerektiğini şu sözlerle açıklar: “Edebiyat

“A Christmas Carol” Adlı Eserin Türkçe Uyarlamasının Çocuğa Görelik Bağlamında İncelenmesi

İrem Tunay[*] Özet Bu çalışmada, Charles Dickens’ın yazmış olduğu “A Christmas Carol” isimli uzun öykünün çocuklar için yapılan uyarlaması ele alınmıştır. Kitabı incelemeye başlamadan önce, kitabın yazarı ve yazarın yaşadığı dönem hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Yazarın kitabı yazma amacı ve hitap etmek istediği kitle tespit edilmiştir. Ardından kitabın küçük okuyucu için uyarlanmış “Tuhaf Bir Yılbaşı

Küçük bir kız, kurtları yemeye başlarsa…

Tülin Sadıkoğlu Kırmızı Başlıklı Kız, hepimizin neredeyse ezbere bildiği klasik bir masal. On, on beş yıl öncesine kadar da çocuklara masal olarak okunur ya da anlatılırdı. Ancak son yıllarda, klasik masalların çocuklar için yazılmadığı, hatta çocuklara okunmaması gerektiği tartışmaları yapılmaya başlandı. Yüzyıllar önce, sözlü gelenekte ortaya çıkan, nesilden nesile aktarılırken ve daha sonra yazıya geçirilirken

Eğlenceli Bir Gün

O gece Miray, yaşananları günlüğüne kaydetti. Bu elektronik günlüğün 17 Mayıs 2155 tarihli sayfasında şöyle yazıyordu: “Tolga, bugün gerçek bir kitap buldu!” Tolga’nın bulduğu kitap, çok eski bir kitaptı. Bir gün Miray’ın dedesi, ona tüm hikâyelerin kâğıtlara basıldığı bir dönem olduğundan bahsetmişti. Hatta insanlar, hikâyeleri okumak için tuhaf bir şekilde sararmış sayfaları çevirirmiş. Miray’ın dedesi

Androclus ve Aslan

Bir zamanlar Roma’da adı Androclus olan fakir bir köle yaşardı. Bu kölenin efendisi o kadar zalim bir adamdı ki ona hep acımasızca davranırdı. Androclus bu eziyetlere daha fazla dayanamayarak en sonunda çareyi kaçmakta buldu. Günlerce vahşi bir ormanda saklanan Androclus, etrafta yiyecek bir şey bulamayınca zayıflamaya başladı. Bir süre sonra öyle zayıf ve hasta hale

Okumak Aptalca Değildir

Meryem, içli bir sesle: “Sizinle oyun oynayamam.” dedi. Elini alnına götürerek ekledi:  “Biraz ateşim var.” Kitabını eline almış çimlere oturuyordu, bir yandan da sayfalara göz gezdiriyordu. Arkadaşları homurdanmaya başladı çünkü Meryem olmadan oyun oynamak o kadar da eğlenceli olmuyordu. Mahir: “Dün de karnın ağrıdığı için oyun oynamadın.” dedi. “İki gün önce de kolundaki morluklar yüzünden…”

Bit Pazarı

Ece, eski hafıza oyununu kolilerden birinin içine koyarken kardeşine: “Bit pazarının ismi, neden bit pazarı?” diye sordu. Efe, sırıtarak:  “Sen dua et, pire pazarı değil. Yoksa yine pirelenirdin!” dedi ve oyuncak arabalarını büyük bir kolinin içine yerleştirmeye başladı. Ece: “Sen de pirelenmiştin!” diye bağırdı ve dilini çıkardı. Efe de kız kardeşine: “Hiç de bile! Bende

Kuzucuğun Büyük Macerası

Kuzucuk, bu günlerde çok sıkılıyordu. Aslında o, küçük bir kuzu değildi artık; ona yetişkin demek de doğru olmazdı. Onun boyu, ne anne-babasını geçmişti ne de arkadaşlarından uzundu. Kuzucuk, yaşıtlarının ne yaptığıyla hiç ilgilenmiyordu. Arkadaşları çayırda koşar ve ot yerdi; bazen de birbirleriyle kovalamaca oynar, bağırıp çağırırlardı. Bütün bunlar onun için çok sıkıcı şeylerdi. Ötekiler böyle

Kurt ve Üç Kuzucuk

Günlerden bir gün, Anne Kuzu; Pamela, Sonia ve Zazie isimli üç kuzucuğuna: “Yavrularım! Evden ayrılmak için yeterince büyüdünüz. Yaz geldi, havalar ısındı; artık her birinizin kendi evini yapma zamanı geldi.” dedi. Sonra sözlerine şöyle devam etti: “Küçük evlerinizi, ormanın yanında bulunan küçük çayıra yan yana yapabilirsiniz. Aranızda anlaşmazlık olmaması için üç evin içi de aynı

Oyuncak Evi

Yılbaşından bir gece önce şehrin sokakları cıvıl cıvıldı. Herkes aceleyle yılbaşı hediyelerini alıp soğuktan kaçarak evlerine varmaya çalışıyordu. Akşam olduğunda Anna sanki soğuktan buz tutmuş gibiydi. Güzel bir mutfağı ve dört odası olan bir evde tek başına yaşayan Anna, evine gelir gelmez panjurları indirmek için oturma odasına yöneldi. Bunu, her zaman ışıkları açmadan önce yapardı.

İki Kez Sarı Işık

Her zamanki gibi bir okul günüydü. Teneffüs zilinin çalmasına sevinen çocuklar, sınıftan birer birer ayrıldı. Benjamin ve Niko, öğretmenleri Bayan Steinbock’un yanında kaldı. Suçlu suçlu birbirlerine bakıyor ve öğretmenlerinin onlara ne söyleyeceğini merak ediyorlardı. Bayan Steinbock, çocuklara: “Bir daha böyle bir kavganın tekrarlanmasını istemiyorum. Sorunlarınızı kavga ederek çözemeyeceğinizi öğrenmelisiniz. Anlaşıldı mı?” dedi. Çocukların ikisi de

Sen Olmasaydın

Bu hikâye, dünyada hiçbir şeyden korkmayan bir erkek çocuğunu anlatıyor. En azından başkaları, çocuğun böyle olduğunu sanıyor. Bu çocuk kim biliyor musunuz? Benim! Çok güzel resimler yapabiliyorum. Dişlerimi her gün fırçalıyorum. Birlikte futbol oynayabileceğim arkadaşlarım da var. Bu yüzden annem ve babam, her şeyle başa çıkabileceğimi düşünüyor ve beni evde sıkça yalnız bırakıyor. Düşündükleri şeyin

Ben Niye Böyleyim?

Yusuf yatağın içinde bir o yana bir bu yana dönüp duruyor ancak bir türlü uyuyamıyordu. Öğlenki futbol maçı bir türlü aklından çıkmıyordu. Kendisi kötü oynamıştı ama arkadaşı Nihat ondan çok daha iyi oynamıştı ve üç gol atmıştı. Bu yüzden babasının gözlerinde az da olsa hayal kırıklığı gördüğünü sanmıştı. Niye sadece sıradan bir oyuncuydu ki, niye

Canan ve Kırmızı Bulut

Canan, “Anne ben acıktım!” diyerek mutfağa koştuğu sırada çoktan uyanmış olmasına ve uzun süredir oynuyor olmasına rağmen geceleği hala üzerindeydi. Bunu gören annesi: “Sana mısır gevreği vereceğim ama önce giyinmelisin. Birazdan alışverişe gideceğiz. Pantolonunu ve kazağını hazırladım.” der ve Canan’ın kahvaltısını hazırlamak için mutfağa gider. Canan odasına geri döndüğünde kıyafetlerini kendi başına giyinmek istemez. Hayır,

Koalalar Örümcek Korkusunu Nasıl Yendiler?

Avustralya’nın balta girmemiş ormanlarındaki devasa ağaçların en yüksek dallarında küçük gri koalalar yaşarlardı. Koalalar sakin yaşayan küçük bir topluluktu ve hayat onlar için bundan daha huzurlu olamazdı.  Koca, siyah burunlu bu küçük yaratıklar bütün gün ağaçlarda uyurlardı ve sadece en sevdikleri iki uğraş için uyanırlardı. Ya kürklü karınları yusyuvarlak olana kadar en sevdikleri yemek olan

Oynamak

Dışarıda hava güneşliydi ve bugün Tolga’nın öğlenden sonra dersi yoktu. Ödevlerini çoktan bitiren ve sadece iki boyaması kalan Tolga, hemen itfaiye arabasıyla ejderhayı boyamaya karar verir ve itfaiye arabasını tamamen kırmızıya, ejderhayı ise yeşile boyar. Ejderhanın ağzından çıkan ateşi de sadece sarı ve kırmızı renge boyar. Tolga, çıkardığı işten memnun kalır ve gidip onu annesine

error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top